11. Hukuk Dairesi 2020/1004 E. , 2020/5605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28.06.2018 tarih ve 2017/461 E- 2018/211 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 06.12.2019 tarih ve 2018/1763 E- 2019/1267 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "fitküvi", "fıtmiss", "fitness", "diefit", "breakfit", "diyefit", "profit", "çikofit”, "çokofıt", "fitkolata”, "fitolata", "bfit" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “fitcuıt+şekil” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin başvuruya itirazının nihai olarak YİDK kararı ile reddedildiğini oysa müvekkil şirketin itiraza dayanak markaları göz önünde bulundurulduğunda tüketicinin dava konusu markayı müvekkilinin markalarının serisi olarak algılama ihtimalinin çok yüksek olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2017-M-8278 sayılı kararının 30. sınıf mallar ile, 35. sınıfta yer alan 30. sınıf malların satış hizmetleri yönünden iptaline ile markanın aynı mal ve hizmet yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, kararın usul ve esasa uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkil markasının tamamen özgün olarak oluşturulduğunu, müvekkil ile davacı ürünleri arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince,itiraza mesnet davacı markaları ile davalıya ait dava konusu marka arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında benzerlik olmadığı, dolayısıyla 2017-M-8278 sayılı YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı başvurusunun dava konusu yapılan kısmının 30. sınıf mallar ile 35. sınıfta yer alan 30. sınıf malların satış hizmetleri olduğu, davacının itirazına mesnet "Fitküvi" ibareli markasının kapsamında 30. sınıf malların yer aldığı, 35/5 sınıftaki perakendecilik hizmetlerinin yer almadığı ancak bir malı üretenin onu satması da ticari hayatın olağan akışı içerisinde doğal olduğundan 30. sınıf malların satışına ilişkin perakendecilik hizmetlerinde de ilişkili kabul edilmesi gerektiği, davalı başvurusunun "Fitcuit+Şekil" ibaresinden oluştuğu, davacı itirazına mesnet markanın ise "Fitküvi" ibaresinden oluştuğu, işaretler arasında yüksek benzerlik bulunduğu gibi davalının "Fitcuit+Şekil" ibareli markası "Fit" ibaresine tanımlayıcı nitelikteki "cuit" ibaresinin eklenmesi suretiyle oluşturulduğundan ve "cuit" ibaresinin markaya bir ayırt edicilik vasfı kazandırmadığı da nazara alındığında taraf markaları arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1b maddesi çerçevesinde görsel ve işitsel benzerlik bulunduğundan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, YİDK kararının 30. sınıf mallar ile 35. sınıfta yer alan 30. sınıf malların satış hizmetleri yönünden iptaline, markanın da aynı mal ve hizmetler için hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili ve diğer davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istekleri halinde aşağıda yazılı 54,40 TL harcın temyiz eden davalılara iadesine, 02.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.