Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2010
Karar No: 2020/596
Karar Tarihi: 18.06.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2010 Esas 2020/596 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2010
KARAR NO : 2020/596
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2018
NUMARASI : 2017/892E. 2018/685K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, müvekkil şirketten birtakım ürünler satın aldığını, işbu malların fatura tutarlarının müvekkil şirketin cari hesaplarına kaydolunduğunu, müvekkil şirketin cari hesap kayıtlarının incelenmesinde, davalının müvekkiline takip tarihi itibariyle 154.396,94 TL borçlu olduğunun açıkça görüldüğünü, davalı yanın kendisine yapılan tüm ihtarlara rağmen borcunu ödemekten imtina ettiğinden İstanbul Anadolu .... İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı ilamsız icra takibinin ikame edildiğini, taraflar arasındaki takibe konu alacağın bir mal alışverişinden doğan ticari bir alacak olup, fatura ve cari hesap borcundan kaynaklandığını, bu tip alacakların TBK'nın 89. maddesi gereğince alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin merkezinin İstanbul, Kartal ilçesi hudutları içerisinde olduğunu belirterek icra takibine vaki itirazın iptaline, %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkil şirketin merkezinin ... Mah. ... Cad. No:... Arifiye/Sakarya olup itirazın iptali davasının davalının bulunduğu yerdeki mahkemede açılması gerektiğini, müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu, davacı tarafın, müvekkili şirkete malzeme satışı yaptığını ve sattığı malzemenin de müvekkil şirkete teslim edildiğini ispat yükümlülüğü altında olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının taleplerinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine ve % 20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacının dosyaya sunduğu delillerden davalı ile 30.06.2017 tarihi itibariyle mutabakat yaptığı ve davalının 30.06.2017 tarihi itibariyle davacıya 154.396,99 TL borçlu olduğunu kaşeli ve imzalı olarak kabul ettiği ve söz konusu bakiyede mutabakata vardıklarının görüldüğü, davalı vekilinin 01.03.2018 Uyap tarihli beyan dilekçesinde, mutabakat belgesi olarak sunulan belgede yer alan imzanın müvekkili şirketin imzaya yetkili kişilerine ait olmadığını beyan ettiği, ayrıca davalı vekili malların müvekkili şirkete teslim edilmediğini ve taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi olmadığından cari hesaba dayalı olarak alacak talebinde bulunulmayacağını savunduğu, ancak somut olayda davacının satıcı davalının ise alıcı olduğu, davalı tarafın davacı tarafa bir şey satması ve/veya bir hizmet vermesi söz konusu olmadığı, davalı tarafın satılan mal bedelini ödeme yükümlüğünde olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki bu hizmet ilişkisinde bir cari hesap söz konusu değil, açık hesap ilişkisinin söz konusu olduğu, kaldı ki davalı tarafın savunmasına dayanak yapılabilecek yazılı bir sözleşme sunmadığı, dolayısıyla tarafların arasında herhangi bir mutabakat yapma mecburiyetinin bulunmadığı, dolayısıyla davacı tarafın alacağını davalıdan talep edebileceği, her iki tarafın incelenen defterlerinde tüm faturaların kayıtlı oldukları ve yine tarafların defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 154.396,94 TL alacaklı olduğu, dolayısıyla davacının tüm faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmiş olduğu, dolayısıyla davalının malların müvekkiline teslim edilmediği savunmasına itibar edilmediği, TBK'nın 89. Maddesi uyarınca para borçları alacaklının yerleşim yerinde de talep edilebileceğinden davalı tarafın icra dairesinin yetkisine ve Mahkememizin yetkisine yönelik itirazın reddine karar vermek gerektiği, yine her ne kadar zaman aşımına yönelik itirazın daha sonra değerlendirilmesine ilişkin ara karar kurulduktan sonra sehven değerlendirilmesi unutulmuş olsa da söz konusu alacak 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olup zaman aşımı süresi dolmadığından zaman aşımına yönelik itirazın da reddine karar vermek gerektiği, yine söz konusu alacak her iki tarafın defterlerinde aynı şekilde kayıtlı olması nedeniyle mutabakat belgesindeki davalı şirket yetkilisine ait olmadığı savunulan imza hakkında inceleme yapılmasına gerek görülmediği, davacının 154.396,94 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, davalı tarafın borcu ödediğine dair herhangi bir ödeme makbuzu, dekont vs ibraz etmediği, kaldı ki böyle bir iddiasının da mevcut olmadığı, alacak likit olmakla davacının icra inkar tazminatında haklı olduğu, davalının İstanbul Anadolu .... İcra Dairesinin ... esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin 154.396,94 asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir. Takip alacaklısı 20.07.2017 tarihli icra takibinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren en yüksek kredi faizi yürütülmesini istemiş, dava dilekçesinde oran belirtmeden reeskont faizi yürütülmesini talep etmiştir. Yargıtay içtihatları uyarınca; avans faizine hükmedilmesi için ya açıkça avans faizi talep edilmesi, ya da yasal faiz oranlarının üzerinde bir oran gösterilmek suretiyle faiz talebinde bulunulması gerekir, aksi halde talebin yasal faiz olarak anlaşılması gerekir, şeklindedir. Davacı tarafın açıkça avans faizi talep etmediği, takip talebinde en yüksek kredi faizi uygulanmasını talep ettiği, itirazın iptali davalarında takipteki talebin önem arz ettiği, ayrıca yasal faiz oranı üzerinde bir oran göstermediğinden davacının talebinin yasal faiz olarak anlaşıldığı, bu halde davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal Faiz yürütülebileceği kanaatine varılmış ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiştir. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;...", gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu..... İcra Dairesinin .... esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin 154.396,94 asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, alacak likit olmakla hüküm altına alınan 154.396,94 TL'nin %20'si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkil şirketin merkezinin ... Mah. ... Cad. No:... Arifiye/Sakarya olup itirazın iptali davasının davalının bulunduğu yerdeki mahkemede açılması gerektiğini, bu nedenle yetki itirazlarının kabulü gerektiğini, Davacı tarafın mal tesliminin gerçekleşip gerçeklemediği konusunda bilirkişi raporunda eksik inceleme ve değerlendirme bulunduğunu, satış ve teslimin, yazılı belgelerle ispatının gerektiğini, bilirkişi raporunda malın müvekkile teslim edildiğine ilişkin yapılan tespitin hukuka aykırı olduğunu, Taraflar arasında ticari ilişkiye konu yazılı bir sözleşmenin dosyaya sunulamadığını, alacak likit olmayıp davacının icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu, Faturaya itiraz edilmemesinin herhangi bir hak kaybına yol açmayacağını,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve savunmaları doğrultusunda davanı reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.6100 sayılı HMK'nun 6/1.maddesinde "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir". 10. maddede ise "Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir" hükmü getirilmiştir. Davcının para alacağının ifa yeri davacının yerleşim yeri olduğundan, davalının mahkemenin yetkisine vaki itirazı yerinde değildir. Davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla talimat yoluyla alınan 16.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmede, davalının ticari kayıtlarını e defter üzerinden tuttuğu, 2017 yılına ilişkin kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonucu davacının davalıdan 154.396,94 TL alacaklı olduğuna dair kayıt bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 30.06.2017 tarihli mutabakat belgesinin olduğu, söz konusu belgeye göre davalı şirketin 30.06.2017 tarihi itibariyle davacı şirkete 154.396,99 TL borçlu olduğunu kabul ettiği, söz konusu belgede davalının kaşesinin ve imzasının bulunduğu görülmektedir. Davacının ticari defterleri ise Mahkemece atanan mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmiştir. Dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, davacının defterlerinin usule uygun olduğu, taraflar arası ilişkinin 2017 yılı öncesinde başladığı, davacının takip ve dava konusu açık hesaba dayalı E-Faturalarının bakiyesinden dolayı 20.07.2017 takip tarihi itibariyle davalı taraftan 154.396,94 TL alacaklı olduğu, her iki taraf ticari defter kayıtlarının birbirleri ile tam uyumluluk içinde olduğu, tarafları ay sonları itibariyle BA-BS Form mutabakatları sağlamış oldukları belirtilmiştir. Dava ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptaline ilişkindir. Davacının iddialarının dinlenebilirliği açısından yazılı bir cari hesap sözleşmesinin varlığı şart değildir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, davacının keşide ettiği faturalar davalının, sahibi aleyhine delil niteliğinde bulunan ticari defterlerinde kayıtlıdır. Dosya kapsamındaki mutabakat ve birbirini doğrulayan her iki tarafın ticari defter içeriklerine göre davacının davalıdan davaya konu edilen miktarda alacaklı olduğu sabittir. Davalı ödeme iddiasında bulunmadığı gibi borcu sona erdirecek başkaca bir savunmayı da ileri sürüp ispat etmemiştir. Bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Takibe konu alacak faturaya dayalı ve likit bulunmakla davacı lehine icra inkar tazminatı hükmedilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 7.802,43 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,7-Karar kesinleştiğinde dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi. 18/06/2020

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi