Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/11537
Karar No: 2016/8184
Karar Tarihi: 07.12.2016

Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/11537 Esas 2016/8184 Karar Sayılı İlamı

Özet:


\"İçtihat Metni\" başlıklı yazıda yer alan Asliye Ceza Mahkemesi kararına göre, sanık vergi usul kanununa muhalefet suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, katılan tarafın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hüküm verilmemiştir. Bu nedenle, hüküm 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca bozulmuş ve düzeltme yapılması istenmiştir. Ayrıca, sahte fatura düzenlemek suçundan verilen hüküm de, suçun maddi konusunun fatura olduğu ve Vergi Usul Kanunu'nun öngördüğü şekil şartlarının doğru incelenmediği gerekçesiyle bozulmuştur. TCK'nun 58/5. maddesi uyarınca sanığın önceki mahkumiyetine ilişkin tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağı da gözetilmemiştir. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. ve 230. maddeleri, 1412 sayılı CMUK'nun 321. ve 322. maddeleri.
11. Ceza Dairesi         2016/11537 E.  ,  2016/8184 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.12.2013 tarih ve 2013/520-582 E, K sayılı kararında açıklandığı gibi, sanığın, temyizden vazgeçme niteliğinde olan hükmün onaylanması talepli 18.11.2016 havale tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiği cihetle, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve kovuşturma evresinde usulüne uygun olarak duruşmadan haberdar edilmediği için davaya katılma talebinde bulunamayan şikayetçi kurumun, 5271 sayılı CMK"nun 260/1. madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenip, şikayetçi kurumun katılan, vekilinin de katılan vekili olarak kabulü ile katılan vekilinin temyizine hasren yapılan incelemede;
    I- “Defter ve belge ibraz etmemek” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
    Sanığın mahkumiyetine karar verildiği halde kendini vekil ile temsil ettiren katılan lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmolunmaması,
    Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında kurulan hüküm fıkrasına "katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 1500 TL vekalet ücretinin sanıktan alınıp katılana verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II- Sanık hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan verilen hükme ilişen temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
    1-Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi tekniği raporunda faturaların varlığından söz edilmesine rağmen dosya içinde 2010 yılına ait fatura asılları veya onaylı örneklerinin bulunmadığının anlaşılması, Vergi tekniği raporunda açıklanan Ba ve Bs analizi incelendiğinde 2010 takvim yılına ilişkin düzenlenen belgelerin yazmaması karşısında; 2010 takvim yılı için sahte fatura düzenlenip düzenlenmediği de araştırılıp tespiti halinde suça konu faturaların aslı ya da onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığı tespit edilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Kabule göre de;
    2-Sanık hakkında 2010, 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kamu davası açıldığı cihetle; her takvim yılında kendi içerisinde "teselsül eden" sahte fatura düzenlemek suçlarının birbirlerinden bağımsız ve ayrı suçları teşkil edeceği; sanık hakkında her takvim yılı için ayrı ayrı teselsül eden suç hükümlerine göre hüküm tesisi yerine, hangi takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin tek suçtan ceza tayini isabetsizliği;
    3-Sanığın önceki mahkumiyetine ilişkin suçu işlediğinde 18 yaşından küçük olması nedeniyle TCK.nun 58/5. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağının gözetilmemesi, yasaya aykırı,
    4-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi