Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değise de;
İİK"nun 128/a-2. maddesinde "kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez." hükmüne yer verilmiştir. Olayda davacı H. D. tarafından kıymet takdirine itiraz edilmesi üzerine, mahkemece 22.05.2008 tarihinde keşif yapıldığı, bu keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak mahkemece hüküm tesis edildiği görülmektedir. Bu durumda, kıymet takdirine esas teşkil eden raporun düzenlendiği Perşembe Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/226 Esas, 2008/271 Karar sayılı dosyasındaki keşfin 22.05.2008 tarihinde yapıldığı ve bunun da ihalede esas alındığı gözetildiğinde, ihalenin yapıldığı 1. satış günü olan 21.06.2010 tarihi itibariyle iki yıllık yasal sürenin geçmiş olduğu görülmektedir.
HGK"nun 26.02.1992 gün 92170-130 sayılı kararında satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı benimsenmiştir. Ayrıca kararda iki yıllık sürenin başlangıcının, bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu açıkça vurgulanmıştır.
Bu durumda iki yıllık süre geçmiş olduğundan mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kanuni sürelere riayet edildiğinden bahisle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi ayrıca kabul şekliyle de tüm ortaklar bakımından taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi isabetsizdir.  
SONUÇ :Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.