20. Hukuk Dairesi 2016/613 E. , 2017/6801 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
yüzölçümündeki taşınmaz, niteliği ile Hazine adına tapuda kayıtlıdır.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunu belirterek kadastro tespitinin iptal edilerek müvekkilleri adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmış, taşınmaz başında yapılan keşif sonucu İbradı ilçesi, Ürünlü köyü 188 ada 1 sayılı orman parselinin bir kesiminin dava edildiği anlaşılmış, Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2010/10415 E. - 11484 K. sayılı kararıyla; “...Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Davacılar, çekişmeli taşınmazın Manavgat ilçesi, ınırları içinde bulunduğu belirtilerek dava açmışlar ise de taşınmazın İbradı ilçesi, Ürünlü köyü idari sınırları içindeki 188 ada 1 sayılı orman parseli içinde kaldığı orman ve fen bilirkişiler tarafından ayrı ayrı düzenlenen raporlar ve gelen yazı cevabından anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4/4. maddesinde “kadastro ekibi, kadastro çalışma alanı sınırının tespitinde il ve ilçelerin belediye sınırları ile köy sınırlarını dikkate alır. Bu sınırlar mahalle, belediye ve köy idari sınırları sayılmaz” hükmü mevcuttur. Maddenin açık anlatıma göre kadastro çalışma alanı sınırı idari sınır sayılmaz. Yetki, bir davaya hangi yerdeki görevli hukuk mahkemesi tarafından bakılacağını belirler. Her mahkemenin yargı yetkisi bir coğrafi bölge ile sınırlıdır, buna o mahkemenin yargı çevresi denir. Yargı çevresinin sınırları, idari teşkilat sınırlarına göre belirlenir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26/son maddesinde; “Kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu yetkiyi bölgenin idari sınırları belli eder. Yeni ilçe kurulup teşkilatlanarak faaliyete geçmesi hali hariç, idari kuruluşta yapılan değişiklik sebebiyle daha sonra başka bölgeye bağlanan taşınmaz mallara ilişkin uyuşmazlıklar, kadastroya başlama gününde yetkili olan kadastro mahkemesi tarafından karara bağlanır” hükmü mevcuttur. Öte yandan HUMK’nın 13. maddesi uyarınca da taşınmaz malların aynına (mülkiyetine) ilişkin davalar, taşınmaz malın bulunduğu idari sınır içerisindeki yer mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu yetki kesin yetki olup, mahkemece resen dikkate alınmalıdır. Hal böyle iken, açıklanan yasal düzenlemeler karşısında Kadastro Mahkemelerinin yer bakımından yetkisi kadastro tespit tutanağının düzenlendiği tarihteki bölge idari sınırlarına göre tespit edilecektir. Çekişmeli taşınmaz kadastro tespit tutanağının düzenlendiği tarihte ilçesi mülki (idari) sınırları içerisinde bulunduğuna ve İbradı ilçesi adli teşkilat olarak bağlı olduğuna göre eldeki davaya Mahkemesi bakmakla görevli ve yetkilidir. O halde, yerel mahkemece, yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası hakkında hüküm kurulması isabetsizdir.” denilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yetkisizlik kararı verilmiş, dosyanın gönderildiği dava dilekçesinin görev yönünden reddine mahkemenin görevsizliğine ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili gönderilmesine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2011/13466 E. - 12292 K. sayılı kararıyla “...Yargılama sırasında İbradı ilçesi, orman parselinin bir kesiminin dava edildiği anlaşılmıştır. Ürünlü köyünde 2006-2007 yıllarında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz için kadastro tespit tutanağı düzenlenmediği, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi hükmü uyarınca, taşınmazın içinde bulunduğu alanın, 188 ada 1 parsel numarası altında 6.786 hektar 7.740 m² 84 dm² yüzölçümüyle iteliği ile Hazine adına tapu kütüğüne aktarıldığı anlaşılmaktadır.
Zaman bakımından kadastro mahkemesinin görev ve yetkisini düzenleyen 3402 sayılı Kanunun 26. maddesine göre mahkemenin yetki ve görevi, taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Kadastro mahkemesinin davayı görebilmesi için dava konusu taşınmaz hakkında tespit tutanağı düzenlenmesi ve yasal süre içerisinde dava açılmış olması gerekir (HGK"nun 28.11.2007 gün ve 2007/20-909-891). Belirlenen bütün bu maddi ve hukukî olgulara göre, dava konusu taşınmaz hakkında tespit tutanağı düzenlenmediğinden, davanın genel mahkemede görülmesi gerekmek olup mahkemece bu husus gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olduğundan davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına” karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak dava dosyası göderilmiş, mahkemece taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 2004 yılında yapılıp 16.12.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 25/09/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.