
Esas No: 2016/13021
Karar No: 2017/436
Karar Tarihi: 31.01.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/13021 Esas 2017/436 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 234 ada 29 parsel sayılı 4.500.926,68 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Davacı ..., miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümünün eşit paylarla kendisi ve kardeşi ... adına tescili istemiyle dava açmış, yargılama sırasında ... ve diğer bir kısım mirasçılar davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 8.804,03 metrekarelik bölümünün eşit paylarla davacı ve dahili davacılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın, eldeki davanın açıldığı 15.12.2010 tarihi itibariyle Kadastro Mahkemesinin 2010/11 Esas (Bozma sonucu 2013/70 Esas, 2015/3 Karar) sayılı dava dosyasında dava konusu edildiği ve temyize konu iş bu davanın karar tarihi olan 22.3.2012 günü itibariyle de Kadastro Mahkemesinde görülen yukarıda esas ve karar numarası yazılı tespite itiraz davasının derdest olduğu anlaşıldığına göre; eldeki davada mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Kadastro Mahkemesine aktarılması gerekirken; henüz tutanağı kesinleşmemiş taşınmazın esası hakkında yargılama yapılarak yazılı şekilde karar oluşturulması isabetsiz olduğu gibi, taşınmaz mera niteliğiyle orta malı olarak sınırlandırıldığına göre; husumetin Hazine ile birlikte meradan yararlanma hakkı bulunan ve yasal hasım durumunda olan ... Belediyesi’ne birlikte yöneltilmesi gerektiğinden; ... Belediyesi Tüzel Kişiliği’nin davaya katılımı ve dolayısıyla taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması dahi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 31.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.