1. Hukuk Dairesi 2017/3474 E. , 2017/4533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, 862 ada 49 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak yapılan 11/10/1990 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin mahkeme kararı ile feshedildiğini, yükleniciden sözleşmeye istinaden haricen bağımsız bölüm satın alan kişilerin açtıkları tapu iptal ve tescil davasının da reddedildiğini, ancak davalılardan .... adına 15 nolu bağımsız bölümün, ... adına 1 nolu bağımsız bölümün ve ... adına 13 nolu bağımsız bölümün tapuda tescil edildiğini, davalılar adına yapılan tescilin yolsuz olduğunu, dava dışı paydaşlardan ..., ... ve ..’dan bu taşınmazdaki tüm haklarını temlik aldıklarını belirterek, 13 ve15 nolu bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile ..., 1 nolu bağımsız bölümün tapu kaydınin iptal ile ..., ..., ..., ... ve dava dışı ... adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacıların arsa sahiplerinin haklarına halef olamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 862 ada 49 parsel sayılı kat irtifakı kurulu taşınmazın 6, 7, 8, 9, 10 11, 12, 14 ve 16 nolu bağımsız bölümlerinin davacılara ait olduğu, 2,4 ve 5 nolu bağımsız bölümlerde dava dışı ... ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın malik olduğu, çekişme konusu 1, 13 ve 15 nolu bağımsız bölümlerde ise davalıların malik olarak yer aldıkları, 862 ada 49 parselin tevhid işlemi öncesinde 862 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlardan oluştuğu, 862 ada 10 parselde davacı ..., dava dışı ... ..., ... Kaytancılar ve ...’in ¼’er pay sahibi oldukları, 862 ada 9 parsel sayılı taşınmazda dava dışı ... ...’nın malik olduğu, davacı ... ve dava dışı diğer maliklerin 11.10.1990 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile zemin dahil 8 katlı bina yapılacağı, binada toplam 2 dükkan ve 14 daire olacağı ve taşınmaz sahiplerine 5 daire verileceği, inşaatın subasman seviyesi bittiğinde 3 adet daire için yükleniciye satış yetkisi verileceği hususunda dava dışı yüklenici ile anlaştıkları, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996 E-897 K. sayılı dosyasında davacı ... ile dava dışı diğer malikler tarafından yükleniciye karşı açılan sözleşmenin feshi davasında bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile 11.10.1990 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmenin feshine karar verildiği, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995 E.-306 K. sayılı dosyasında dava dışı 3 nolu bağımsız bölüm için davalı ... tarafından yükleniciye ve paydaşlara karşı açılan tapu iptal ve tescil istemli davada şahsi hakka sahip davacıların sözleşme feshedildiğinden maliklere yönelik talepte bulunamayacakları ve inşaat %27 seviyesinde kaldığından sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiğinin kabul edilmesi gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verildiği, kararın derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği, sözleşmenin feshi kararından önce 11.08.1992 tarihinde davacı ... ve dava dışı ... ..., ..., ... ... ve ... ...’ya vekâleten dava dışı yüklenicinin dava konusu 1 nolu bağımsız bölümü davalılardan Veli’ye satttığı, 12.12.1991 tarihinde arsa maliklerinden Gençer Attilla’nın dava dışı yüklenicinin kardeşine 408/2880 pay temlik ettiği, bu payın 13.12.1991 tarihinde de çekişme konusu 13 ve 15 nolu bağımsız bölüm malikleri olan davalılardan ... ve ...’ye satıldığı, dava dilekçesine ekli 15.9.2011 ve 27.9.2011 tarihli ‘’taşınmaz alım satım ve temlik sözleşmesi’’ başlıklı adi yazılı belgelere göre taşınmaz maliklerinden ... ...’nın davacı ...’ye, ... ....’in davacı ...’a, ... ...’ın davacı ...’a 862 ada 49 parsel sayılı taşınmazdaki tüm payları ve 3.kişilere ve yükleniciye açılacak davalardan doğacak hak ve alacakları ile yeni dava ve takip açma haklarını temlik ettikleri, davacı ... haricinde diğer davacıların bahsi geçen temlik sözleşmelerine dayanarak eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki her ne kadar davacılardan ..., ... ve ... bayiileri ile yaptıkları temliknamelere dayanarak eldeki davayı açmışlarsa da, temliknamelerin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 183. ve devamı maddelerinde ( Borçlar Kanununun 162. ve devam eden maddeleri) öngörülen "alacağın temliki" niteliğinde oldukları kabul edilemez. Anılan yasal düzenlemelerde öngörülen ve devri mümkün olan hak, bir alacağa ilişkindir. Oysa; eldeki davada, yapılan temlikin koşulların gerçekleşmesi halinde mülkiyetin nakline ilişkin olduğu açıktır. Böylesine taşınmazların mülkiyetinin devrini öngörecek nitelikte yapılan temliknamenin yasal olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Bu nedenle; dava hakkını temlik alan davacılar ..., ... ve ...’nin davada yasal açıdan sıfatları bulunmadığı açık olup açıklanan nedenle bu davacılar yönünden davanın reddine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacılar ..., ... ve ...’nin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Diğer davacı ...’nın temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda davacı ..., kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu edilen 10 parsel sayılı taşınmazda en başından beri paydaş olup iptal edilen sözleşme uyarınca davalılara yapılan temliklerin yolsuz tescil olduğu iddiasıyla eldeki davayı açtığına göre bu iddianın incelenmesinde zorunluluk vardır.
Ne var ki mahkemece davacı ...’ın istemi yönünden de red kararı verilmiş olup bu kararın gerekçesi ortaya konulmamıştır.
Hal böyle olunca davacı ...’ın iddiaları yönünden gerekli soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davacılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.