12. Hukuk Dairesi 2016/29343 E. , 2017/8671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi borçlu şirketin diğer fesih sebepleri ile birlikte kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebligatlarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek ... plaka sayılı araca ilişkin olarak 06.04.2016 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.
İİK."nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de; icra müdürlüğünce satış ilanının borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, satış ilanının tebliğ edilmemesi ya da usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir.
Nitekim, icra dosyasının incelenmesinde, icra müdürlüğünce 26.02.2016 tarihli satış kararında; ""yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak borçlu, alacaklı ve ... ..., rehin alacaklıları ... ve ..."a tebliğine"" karar verildiği anlaşılmakta olup; anılan kararda, "tebligat yapılamaması halinde satışın yapılmasına" şeklinde bir hüküm de bulunmadığından, satış ilanının borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi zorunludur.
Öte yandan, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesinde ise, tüzel kişi adına tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, borçlu şirkete yapılan kıymet takdiri raporu ve satış ilanına ilişkin tebligatlar; "muhatabın yetkili sekreteri ... imzasına tebliğ edildi" şerhi ile tebliğ edilmişse de, tebliğ işlemi sırasında, şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise, bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin çalışana tebliğ yapıldığı, 30.07.2007 tarihli imza sirkülerine göre de ..."un borçlu şirket temsilcisi olmadığı anlaşılmakla, anılan tebligatlar, Tebligat Kanunu"nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüzdür.
Dolayısıyla, yukarıda açıklandığı üzere; satış kararı uyarınca, satış ilanının borçluya usulüne uygun tebliği zorunlu olduğu halde borçluya yapılan satış ilanı tebligatı usulsüz olduğundan bu husus, başlı başına ihalenin feshi nedenidir.
O halde, mahkemece, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.