1. Hukuk Dairesi 2015/1189 E. , 2017/4532 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen 2017/752 esas sayılı davanın kısmen kabul kısmen reddine, 2014/14 esas sayılı davanın da kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen davalarda davacı, paydaşı olduğu imarla oluşan 9 parsel sayılı taşınmazın büyük bir bölümüne rızası ve muvafataki olmaksızın baraka şeklinde bina inşaa edilerek davalılar tarafından kullanıldığını, ayrıca çevre düzenleme ve bahçe duvarı inşaasına ilişkin malzemeler konulduğunu ileri sürerek davalıların el atmasının önlenmesine, barakanın yıkılmasına ve 10.000 TL ecrimisile hükmedilmesini istemiştir.
Davalı ..., 2001 yılından bu yana taşınmazın paydaşı olan ...’ın kiracısı olduğunu, taşınmazın tamamını kullanmadığını davalı ..., kadastro tespiti öncesinde binanın bulunduğunu ve intifadan men koşulunun yerine getirilmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 11.973,00 TL ecrimisilin dava tarihi olan 30/03/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan, birleşen 2012/752 esas sayılı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, 3.640,00 TL ecrimisilin dava tarihi olan 02/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ..."den ve birleşen 2014/14 esas sayılı davanın kabulü ile 10.791,65 TL ecrimisilin dava tarihi olan 10/01/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte her iki davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 297. maddesinde hükmün kapsamı açıkça belirtilmiştir. HMK"nun 297/1-c fıkrasında (HUMK"un 388/3), hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise (HUMK"un 388/son) hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Bu durumda; dava dilekçesindeki tüm talepleri kapsayacak şekilde hüküm kurulması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; asıl ve birleşen davaların dava dilekçesinde el atmanın önlenmesi ve yıkım istenildiği gözetilerek el atmanın önlenmesi ve yıkım isteği bakımından olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek HMK"nin 297. maddesine aykırı biçimde yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.