16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/1553 Karar No: 2018/5144 Karar Tarihi: 13.12.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/1553 Esas 2018/5144 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanık hakkında başka bir dosyada silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçundan derdest olduğu anlaşıldı. Bu nedenle, suçların zaman ve mahiyet açısından aynı faaliyetlerle ilgili olup olmadığı, dosyaların birleştirilmesi gerekip gerekmediği tespit edilmeden mahkumiyet hükmü verildi. Ayrıca, sanığın bylock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun niteliği açısından belirleyici olduğu belirtilerek, yetersiz delillerle hüküm kurulması da kabul edilmedi. TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi kararının bozulması gerektiği belirtilmiştir.
16. Ceza Dairesi 2018/1553 E. , 2018/5144 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK’nın 314/2,3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-a)Yapılan UYAP sorgulamasında, sanık hakkında Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/242 Esas sayılı dosyasında silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçundan derdest dava dosyası bulunduğunun anlaşılması karşısında, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme ile silahlı terör örgütüne üye olma suçlarının temadi eden suçlardan olması nazara alınmak suretiyle; suç, iddianame ve yakalanma tarihleri göz önünde bulundurularak zaman ve mahiyet itibarıyla aynı faaliyetlere ilişkin olup olmadığı, söz konusu faaliyetler arasında hukuki veya fiili kesinti bulunup bulunmadığının tespiti bakımından mümkünse dosyaların birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde anılan dosyanın Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı veya onaylı suretinin dosya içerisine konulmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden; b)Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih ve 2015/3 Esas 2017/3 Karar sayılı kararında "bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı"nın kabul edildiği dikkate alınarak, somut dosyada sanığın bylock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan sanık hakkında beyanları bulunan başka dosya şüphelisi ... ... ...’ın kolluk ifade ve teşhis tutanaklarının CMK"nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan, gerektiği takdirde mahkemece usulüne uygun olarak dinlenilmesinden; ilgili birimlerden ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme raporu getirtilip değerlendirilerek, duruşmada taraflar huzurunda tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz bylock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabul ve uygulamaya göre ise, TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, 13.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.