Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2009/239
Karar No: 2009/264

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2009/239 Esas 2009/264 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2009/239 E.  ,  2009/264 K.
  • 2247 SAYILI YASA’NIN 14. MADDESINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURUNUN, AYNI YASANIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : A.B.

Vekili              : Av. N.Ö.

Davalı            : Milli Savunma Bakanlığı

Vekili             : Av. F.T.A.

 O L A Y : Davacı vekili, davacının Kara Harp Okulu’ndan ayrıldığını, öğrencinin okula girişinde Alaşehir Noterliği’nce 21 Eylül 2004 tarih ve 11510 yevmiye numaralı yüklenme senedi düzenlendiğini belirterek bu yüklenme senedinin iptali istemiyle genel idari yargı yerinde dava açmıştır.

            ANKARA 1. İDARE MAHKEMESİ; 23.10.2008 gün ve E:2008/1487, K:2008/1785 sayı ile, davanın, davacının, Kara Harp Okulu"na girişinde Alaşehir Noterliği’nce düzenlenen 21 Eylül 2004 tarihli ve 11510 sayılı “yüklenme senedinin” iptali istemiyle açıldığı, Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu, ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağının belirtildiği; 20.7.1972 günlü ve 1602 sayılı Yasa’nın  25.12.1981 günlü ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hükmün yer aldığı, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin "asker kişiyi ilgilendirmesi" ve "askeri hizmete ilişkin bulunması" şartlarının birlikte gerçekleşmesinin arandığı, 1602 sayılı Yasa"nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurların asker kişi sayıldığı, idari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerektiği, eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri nitelikte olduğunun kabul edilmesi gerektiği, işlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durumun değişmediği, menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, dosyanın incelenmesinden; davacının, Kara Harp Okulu"na girişinde, Alaşehir Noterliği’nce düzenlenen 21 Eylül 2004 tarihli ve 11510 sayılı yüklenme senedine, diğer masrafların yanında yürürlükte bulunan mevzuata aykırı olarak okul döneminde öğrenciye yapılan “personel, amortisman ve atış giderleri” nin de ilave edildiğinden bahisle bu “yüklenme  senedinin” iptali istemiyle açılan davada; “yüklenme senedinin” askeri hizmete ilişkin olması ve sona ermiş olsa dahi davacının askeri öğrenci sıfatından kaynaklanması nedeniyle asker kişiyi ilgilendirmesi karşısında; uyuşmazlığın çözümünde 1602 sayılı Yasa"nın 20. maddesi uyarınca Mahkemelerinin görevli olmayıp, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görevli bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRESİ’nin 16.3.2009 gün ve E:2009/1509, K:2009/1856 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle askeri idari yargı yerinde dava açmıştır.

            ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ; 3.6.2009 gün ve E:2009/646, K:2009/651 sayı ile, davacı vekili, 27.5.2009 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde kayda geçen dilekçesinde; müvekkili Atakan Başaran"ın askeri öğrenci olarak Kara Harp Okulu K.lığına girişinde Alaşehir Noterliği tarafından 21 Eylül 2004 tarihli ve 11510 yevmiye numaralı yüklenme senedi düzenlendiğini, anılan yüklenme senedinde işlem tarihinde yürürlükte bulunan "Askeri Okullara Alınan Öğrenciler ile Silahlı Kuvvetler Hesabına Fakülte veya Yüksek Okullarda Okuyan Öğrenciler için Yüklenme Senedi Düzenlenmesine ve Bu Okullardan Ayrılacak Öğrencilere veya Kefillerine Ödettirilecek Tazminata Dair Yönetmelik" hükümlerine aykırı olarak "atış, personel ve amortisman" giderlerinin de dahil edildiğini, müvekkilinin okula girişinde düzenlenen yüklenme senedinin, senedin düzenlendiği 21.9.2004 tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik ekindeki Örnek-12"e aykırı olarak hazırlanan yüklenme senedi olduğunu, 14.2.2006 tarihinde yapılan Yönetmelik değişikliğinin, değişiklikten önce okula giren öğrencilere uygulanması olanağı bulunmadığını, 14.2.2006 tarihinden önce düzenlenen yüklenme senedinde personel ve amortisman giderlerinin yer almaması gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.12.2006 tarih ve 2006/18-757 E ve K sayılı kararında da bu hususun belirtildiğini, hukuka aykırı olarak çizelgeye eklenen "atış, personel ve amortisman" giderleri nedeniyle askeri öğrenci maliyet çizelgesindeki tazminat miktarının yüksek çıktığını belirterek, Alaşehir Noterliği tarafından 21 Eylül 2004 tarihli ve 11510 yevmiye numaralı yüklenme senedinin iptalini talep ve dava ettiği, dava dosyası AYİM Genel Sekreterliği’nin 29 Mayıs 2009 tarihli ve GENSEK:2009/1810/ İd.Ks. sayılı yazısı ile dava konusunun AYİM"in görevine girmediğinden bahisle, bu hususta bir karar verilmek üzere, AYİM 2 nci Dairesi’ne gönderildiği, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’na göre, davanın görevli yargı yerinde açılıp açılmadığının ilk inceleme sırasında davanın esasına girilmeden incelenecek hususlar arasında sayıldığı, zira görev kamu düzeni ile ilgili olup davanın her safhasında dikkate alınmasının hukuk alanında ihtilafsız kabul edilen bir keyfiyet olduğu, bu nedenle işin esasına girilmeden davanın görevli yargı yerinde açılıp açılmadığı hususunun incelendiği, Anayasanın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevleri, üyelerinin seçimi ve özlük hakları, kuruluşu, işleyişi ile yargılama usullerine ilişkin 157 nci maddesinde “Askeri Yüksek idare Mahkemesi, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimi yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz” hükmünün bulunduğu, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevlerini belirleyen, 1602 sayılı Askeri Yüksek idare Mahkemesi Kanunu’nun 2508 sayılı Kanun’la değişik 20 nci maddesinde, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda, ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Bu kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlardır” hükmünün, aynı kanunun idari davalar ve yargı yetkisinin sınırı başlığı taşıyan 21 nci maddesinde de, 20 nci madde de belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlemi ve eylemden dolayı açılacak iptal ve tam yargı davalarının doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek idare Mahkemesinde çözümlenip karar bağlanacağı hükmünün yer aldığı, Anayasa’nın ve 1602 sayılı Kanun’un bu hükümleri karşısında bir davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde bakılabilmesi için; 1. İdari işlemin bir asker kişi göz önünde tutularak tesis edilmesi veya idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş olması, yahut uyuşmazlığın askerlik yükümlülüğünden doğmuş olması, 2. Dava konusu idari işlem ve eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerektiği, açıklanan mevzuat çerçevesinde davacının durumu incelendiğinde, uyuşmazlığın davacının askeri öğrencilik dönemine ait öğrenim giderleriyle ilgili olup, bu bakımdan asker kişi sıfatının bulunduğu kabul edilse bile (AYİM 2.D. 3.12.2003 tarihli ve 2003/988 Esas, 2003/855 Karar), iptali istenen işlemin askeri hizmete ilişkin olmadığı, Borçlar Kanunu hükümlerine göre düzenlenen sözleşmeden kaynaklanan özel hukuka tabi bir borç-alacak ilişkisi kapsamında tazminatın hesaplanması yöntemiyle ilgili olduğu nedenleriyle iş bu davanın çözümünün Mahkemelerinin görevi dışında kaldığı, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 12.11.2001 tarihli ve 2001/63 Esas, 2001/74 Karar sayılı kararında da belirtildiği şekilde davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.

            Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nce, davacı vekilinin olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi istemli dilekçesi üzerine  genel idari yargı dosyası da getirtilmek suretiyle her iki yargı yerine ait dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

                İNCELEME VE GEREKÇE :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 2.11.2009 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU ile AYİM Savcısı Müjdat TUNA’nın başvurunun reddi gerektiği yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir” hükmüne yer verilmiştir.

            Açılan bir davada bir yargı merciinin görevsizlik kararı vermesinden sonra görevli olduğu işaret edilen yargı merciine bu davanın intikali üzerine, bu yargı merciince de görevsizlik kararı verilerek daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinin görevli olduğuna işaret edilmesi halinde doğan olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle tarafları, sebebi ve konusu aynı olan bir davaya bakacak mahkeme bulunmadığından, anılan Yasanın 14. maddesine göre yapılacak başvuru üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi’nce görevli yargı merci belirtilmek suretiyle davanın esasının incelenebilmesi olanaklı hale gelecektir.

            Olayda, Ankara 1. İdare Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararında Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görevli olduğuna işaret edilmesi üzerine kendine intikal eden davada AYİM İkinci Dairesi, davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu gerekçesiyle verdiği görevsizlik kararında üçüncü bir yargı merciine işaret etmiş olup; davacı vekili tarafından, söz konusu kararlar nedeniyle doğduğu ileri sürülen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmiştir.

            Oysa, AYİM İkinci Dairesi’nin görevli olduğuna işaret ettiği adli yargı yerine açılmış bir dava ve bu dava sonucunda daha önce görevsizlik kararları veren yargı mercilerinin görevli olduğu yolunda verilmiş bir görevsizlik kararı olmadığına göre, olayda davaya bakacak bir mahkeme kalmadığından söz edilemez. Başka bir ifadeyle, davacının, AYİM İkinci Dairesi’nce verilen görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerinde dava açması gerekirdi.

Bu durumda, genel idari yargı yerince işaret edilen askeri idari yargı yeri tarafından, davada üçüncü bir yargı mercii olan adli yargı yerinin görevli olduğuna işaret edilerek görevsizlik kararı verilmiş olması karşısında, olayda 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan söz etmek olanaksızdır.

 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi, “Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder” hükmünü taşımakta olup, yukarıda açıklanan nedenlerle, yöntemine uymayan başvurunun anılan 27. madde uyarınca reddi gerekmiştir.

 SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 2.11.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi