14. Hukuk Dairesi 2015/12403 E. , 2016/4186 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.10.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine Yargıtay 1 Hukuk Dairesi 24.01.2011 tarihli 2010/13679 Esas, 2011/583 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 19.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 1162 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalılar ile sınır komşusu olduklarını ve sınırda davalılarca yetiştirilen söğüt ağacının bulunduğunu, bu ağaçlar yüzünden davacının arazisinin güneş alamadığından ve dallarının arazinin içine kadar girdiğinden davacının bağının kuruduğunu, ürün alamadığını, icara veremediğini, ekemediğini, gerekli mesafeler gözetilmeksizin ağaçların komşuluk hukukuna aykırı şekilde sınırda dikildiğini, bu nedenlerle müdahalenin meni ve kal kararı verilmesini, 3.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., ağaçlar dikili ve yetişmiş halde olduğu halde taşınmazı satın aldığını, herhangi bir bildirimde bulunulsaydı bu konuda yardımcı olacağını, dava açılmasına gerek olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ve ..., davacının söğüt ağacı dediği ağaçların babalarının zamanında dikilen kara selvi ağaçları olduğunu, bütün narenciye bahçelerini deniz tuzundan korumak için bu şekilde selvi ağacı dikili olduğunu, dava konusu yer sit alanı olduğundan ağaçların kesilmesine karar verilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonundan uygun görüş verilmesi halinde 1162 parsel sayılı taşınmaza sınır olarak dikilmiş 31 adet kara selvi ağacının kesilmesi sureti ile davalıların müdahalesinin men"ine fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin ve davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyizi yönünden;
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesinde, kararda, iki tarafa yükletilen görev ve verilen hakların şüphe ve tereddütü gerektirmeyecek biçimde açık olarak yazılması öngörülmüştür. Hüküm fıkrasında mahkemenin neye karar verdiği açıkça yazılmalı, hüküm fıkrası çok açık ve infazı mümkün olmalıdır. Şarta bağlı ve terditli olarak hüküm kurulmamalıdır.
Somut olayda ise mahkemece, açıklanan madde hükmü gözardı edilerek "Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonundan uygun görüş verilmesi halinde ... sınır olarak dikilmiş 31 adet kara selvi ağacının kesilmesi sureti ile davalıların müdahalesinin men"ine" şeklinde şarta bağlı hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davalılar vekilinin temyizi yönünden;
6100 sayılı HMK"nın 326. maddesi gereğince kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Aynı kanunun 323/ğ maddesinde vekalet ücreti de yargılama giderleri arasında sayılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verildiği halde belirtilen kanun hükmüne aykırı şekilde kendini vekille temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekili ile davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
07.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.