Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/10405 Esas 2015/7777 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10405
Karar No: 2015/7777
Karar Tarihi: 27.05.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/10405 Esas 2015/7777 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalı şirketle olan bayilik sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle intifa hakkına karşılık gelen bakiye bedelin, avans faizi ve KDV'si ile birlikte tahsili için dava açmıştır. Davalı ise zamanaşımına uğradığını ve taraflar arasında bayilik sözleşmesinin kurulmadığını iddia etmiştir. Mahkeme, zamanaşımı def'inin reddedilmesine ve bunun yanı sıra intifa hakkının hala devam ettiğine karar vermiştir. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına göre davalı lehine nispi vekalet ücreti takdiri gerektiği kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- BK 125. madde: Zamanaşımının süresi ve başlama zamanı
- BK 146. madde: Zamanaşımına uğrayan hakların tanınması mümkün değildir.
19. Hukuk Dairesi         2014/10405 E.  ,  2015/7777 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ..."nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 11.10.2011 tarihinde sona eren bayilik sözleşmesi kapsamında mülkiyeti davalılar ..., ..., ... ve ..."a ait gayrimenkul üzerinde tesis edilen 15 yıl süreli intifa hakkının süresinin 02.11.2016 tarihinden önce sona ermiş olması sebebiyle davalı şirkete ödenen bakiye intifa süresine karşılık gelen 324.439,97 TL nin ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin ve müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı 720.170,26 TL nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının talebinin BK"nın 125. maddesi hükmü uyarınca zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında dava konusu 08.01.2001 tarihli protokolün imzalanması aşamasında arsa maliki olmayan müvekkili şirketin arsa maliklerinden almış olduğu vekaletname ile intifa hakkının 15 yıl süre ile davacı yanda olacağını davadışı arsa malikleri adına taahhüt ettiğini, somut olayda dava konusu intifa hakkının taşınmaz maliklerince terkin edilmemesi hususunda müvekkilince davacıya taahhüt verildiğinden 3. kişinin fiilini taahhüt durumunun söz konusu olduğunu, bu taahhüdünü 2016 yılına kadar en azından dava tarihi itibariyle yerine getirdiğini, taraflar arasında imzalanan protokolün peşin kira başlıklı 7. maddesinde davacı yanın yapacağı ödemenin geri ödemesiz olacağını kabul ve taahhüt ettiğini, taraflar arasındaki protokol herhangi bir bildirim ile feshedilmediğinden hala geçerli olduğunu, davacı ile müvekkili arasında bayilik sözleşmesini kurulmadığını, müvekkilinin bayi adayı olarak protokolde yer aldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davalı vekilince zaman aşımı definde bulunulmuş ise de BK 146. maddesi gereğince zamanaşımı def"inin reddine karar verildiği, gerek EPDK"dan gelen cevabi yazı ve dosyadaki mevcut beyan ve belgelerden davaya konu taşınmaz üzerindeki intifanın dava tarihi itibariyle terkin edilmeyip halen devam ettiği anlaşıldığı, her ne kadar dava erken açılmış ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2013 tarihli 2012/19-721 Esas, 2013/290 Karar sayılı kararı gereğince davalı lehine nispi vekalet ücreti takdiri gerektiği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 27.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.