11. Hukuk Dairesi 2016/174 E. , 2017/2893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08/10/2015 tarih ve 2014/101-2015/101 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin taşınmazda ekilmiş olan arpa ürününü ... Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortaları poliçesi sigortalattığını, 15/03/2010 tarihinde meydana gelen fırtına sonucunda bu taşınmazdaki arpa ürünlerinin hasar gördüğü ve bu durumun davacı tarafından sigorta şirketine ihbar edildiği, geçici ekspertiz raporuna göre ve sigorta şirketinin iddiasına göre söz konusu ürünün sadece %22 oranında zarar gördüğünü belirtmesine rağmen ekili bulunan arpa ürününün tümünün hasar gördüğünü, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/4 değişik iş nolu kararı üzerine yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde müvekkilinin ürünü üzerinde tahminen %50 gelir kaybı yaşadığının rapor edildiği ve 16.893,42 TL"lik gelir kaybının olduğunun bildirildiğini, ancak söz konusu tarladan ve ürünlerden elde edilecek ve edilmesi beklenen verim noktasında tümünün hasarlı kabul edilmesi gerektiğini iddia ederek 16.893,32 TL"nin zararın meydana geldiği 15.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek faizle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu hasarın 15/03/2010 tarihinde gerçekleştiğini, mal sigortalarında rizikonun gerçekleştiğinin sigortacıya ihbar borcunun TTK 1292. maddesi uyarınca doğduğu tarihte muaccel olacağını, dava zaman aşımının da alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 2 yıl olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, davacının açtığı davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalı tarafından kendilerine ihbar gelmesi neticesinde ekspertiz çalışmalarının yapıldığını ve bunun neticesinden 1.280,00 TL dain mürteine ödeme yapıldığını, müvekkil şirketin sorumluluğunu yerine getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak tüm dosya kapsamına göre; dava davacının taşınmazında fırtına nedeni ile oluşan ürün hasarı nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğu, davalı şirket tarafından iki adet poliçe ile sigortalandığı, her iki poliçe kapsamına dain mürtein muvafakatlerinin dosyaya sunulduğu, hasar oranı ve hasar yöntemi için bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporda hesaplanan zarar miktarı üzerinden muafiyetler ve yapılan ödeme de düşüldüğü, toplam istenebilecek miktarın her iki poliçe kapsamında 12.869,80 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.869,80 TL"nin hasarın ihbarı tarihi olan 25.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 851,44 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.