MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükme yönelik olarak sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
TCK"nın 267. maddesindeki "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşabilmesi için, failin işlediği bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla hareket etmesinin gerektiği, somut olayda; sanığın önleme araması sırasında suça konu sürücü belgesini ibraz ettiği, belgedeki resimle aynı kişi olmadığının görülmesi üzerine gerçek kimliğini açıkladığının anlaşılması karşısında; suçun unsurları itibariyle oluşmayacağı gözetilmeden sanığın beraati yerine, mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Sanık hakkında "resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelik olarak sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
a)Sanığın olay tarihinde ...’e ait sürücü belgesi ve sahte olduğu belirtilen ... plakalı araçla yakalanması şeklinde gerçekleştiği kabul edilen olayda; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu cihetle, suça konu belgelerin getirtilip incelenip, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve sahte olup olmadıklarının, sahte olarak düzenlenmişlerse aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılıp belgelerin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
b)Kabule göre de ;
aa)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği cihetle; sanığın sabıka kaydında yer alan ve daha ağır cezayı içeren... 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/330 esas, 2011/65 karar nolu ilamı yerine daha az cezaya hükmolunan ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/83 esas 2010/646 karar nolu ilamının tekerrüre esas alınarak hüküm kurulması,
bb)Adli emanetin 2012/947 sırasına kayıtlı suça konu eşya hakkında bir karar verilmemesi,
cc) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 06.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.