Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/5055 Esas 2020/143 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA

Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R

1-Dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava 10.11.2009 tarihindeki iş kazasında vefat eden sigortalının eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamı akabinde, davacı eş lehine 400 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminatın; davacı çocuklar lehine ayrı ayrı 300 TL maddi tazminat ile 7.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacıların murisinin davalı belediyede çöp toplamada kullanılan traktörün şoförü olarak çalışırken olay günü kaza geçirerek yaralandığı ve aynı gün hastanede vefat ettiği; iş kazasının gerçekleşmesinde kazalı sigortalının % 30 oranında müterafik kusurunun bulunduğu; Mahkemece verilen ilk hükmün kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin rücu edilebilecek kısmının hesaplanarak, mevcut bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarlarından indirilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulduğu, bu doğrultuda tanzim edilen ve hükme esas alındığı belirtilen 02/01/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda ise ilk hükme esas raporda belirtilen rakamlardan, ilk peşin sermaye değerlerinin rücu edilebilecek kısımlarının ayrı ayrı tenzili sonucu davacıların maddi zararları kalmadığının saptandığı anlaşılmaktadır.
Yapılan açıklamalar ışığında olay irdelendiğinde; Dairemiz bozma ilamı uyarınca tanzim edilen 02/01/2019 tarihli ek hesap raporu doğrultusunda, ilk hükme esas raporda belirtilen rakamlardan, ilk peşin sermaye değerlerinin rücu edilebilir kısımlarının tenzili neticesinde davacıların kurumca karşılanmamış maddi zararlarının kalmadığı anlaşılmakla, davacıların maddi tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacılara yükletilmesine, 16/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.