23. Hukuk Dairesi 2018/1925 E. , 2020/4492 K.
"İçtihat Metni"Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada aidat borcu bulunduğunun tespiti, birleşen davada ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife peşin ödemeli ortak olarak kabul edildiğini, 2. Blok 6 nolu bağımsız bölümün adına tescil edildiğini, müvekkili peşin ödemeli ortak olmasına rağmen davalı kooperatifin müvekkilinden ek ödeme talebinde bulunduğunu, müvekkilinin bir an önce dairesini teslim almak gayesiyle bu ödemeyi yaptığını, davalının buna rağmen ihtarname ile müvekkilinden 137.500,00 TL ödeme talep ettiğini, davalının üyeler arasındaki eşitlik ilkesini ileri sürerek müvekkiline tanınmış olan hakkı elinden almaya çalıştığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatifin peşin bedelli üyesi olduğunun ve başkaca aidat borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; müvekkilince asıl dava açıldıktan hemen sonra davalı kooperatifçe birinci ve ikinci ihtarnamelerin keşide edildiğini, ihtarnamelerde genel kurul gereği 128.500,00 TL aidat borcunun ödenmesinin istendiğini, müvekkiline gönderilen ihtarname ile de yönetim kurulunun müvekkilinin kooperatif ortaklığından ihracına karar verildiğinin bildirildiğini, müvekkiline çıkarma kararı tebliğ edilmediğinden yapılan işlemin usule aykırı olduğunu, kanunun aradığı şartları taşımayan ihtarnamelere dayanarak alınan ihraç kararının Kooperatifler Kanunu"na aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatif yönetim kurulunun 23.03.2015 tarihli çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davacının peşin ödemeli ortak olmadığını, müvekkili kooperatifin genel kurullarında yönetim kuruluna verilmiş hiçbir yetki bulunmadığını ya da davacının peşin üyeliği ile ilgili bir karar alınmadığını, davacının 127.000,00 TL ödeme yaptığına ilişkin iddiasını da kabul etmediklerini, 08.11.2014 tarihli olağan genel kurulun 3. maddesinde daha önce verilmiş olan tüm peşin üyeliklerde daire bazlı olarak eşitlemeye gidildiğini, tüm üyelerin eşitlendiğini, anılan genel kurullarda peşin üyelik statülerinin tamamının kaldırıldığını, birleşen dava yönünden ihraç kararının usulüne uygun bir şekilde alındığını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davalı kooperatifin 2007 yılı genel kurulunda yönetim kuruluna sabit fiyatlı üye kaydetme yetkisinin tanındığı, ancak söz konusu sabit fiyatlı üyeliklerin yine genel kurul onayıyla gerçekleştirilmesine karar verildiği, davalı kooperatifin 2013 yılı olağan genel kurul toplantısında 9. maddede peşin üye alınması konusunda yönetim kuruluna yetki verildiği, 10.
maddede de daha önce kooperatife alınan peşin üyeliklerin ibra edilmelerine ilişkin kararların alındığı, davalı kooperatifin 23.02.2014 tarihinde yapılan 2013 yılı olağan genel kurul toplantısında daha önce kooperatife alınan peşin üyeliklerin genel kurulda ibra edilmesi konusunda alınan kararın davacının peşin ödemeli üyeliğini onaylayan bir karar olduğu, peşin üyelik konusunda bir karar alınmışsa peşin bedelli üyenin kooperatifin amacına ulaşılıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden sorumlu olacağı, dolayısıyla davacının talep edilen aidat borçlarından sorumlu olmayacağı, birleşen dosyaya ilişkin olarak da, her iki ihtarnamede de davacıdan ödenmesi istenen miktarın 128.500,00 TL olduğu, davacının davalı kooperatife 127.000,00 TL aidat ödemesi bulunduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile davacının davalı kooperatifin peşin ödemeli üyesi olduğunun ve davalı kooperatife 18.06.2014 tarihli ihtarattaki 137.500,00 TL aidat borcu bulunmadığının tespitine; birleşen davanın kabulü ile davalı kooperatif yönetim kurulunun 23.03.2015 tarihli davacının kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin kararın iptaline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı asıl ve birleşen davada davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesi tarafından, peşin bedelli ortak olan davacının kazanılmış haklarını ihlâl eder nitelikteki daha sonraki genel kurul kararlarının peşin bedelli ortaklar yönünden yok hükmünde olduğu , asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararına ilişkin asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 23.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.