16. Hukuk Dairesi 2016/5335 E. , 2017/375 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ...Köyü çalışma alanında bulunan ve ... sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.03.2013 tarih ve 2012/10733 Esas, 2013/4581 Karar sayılı ilamı ile "taraf teşkili sağlanmaksızın esas hakkında hüküm kurulamayacağı ve TMK"nın 713/4-5 maddelerinde düzenlenen ilanlar yaptırılmadığı gibi, yapılan araştırma ve incelemenin de hüküm vermeye yeterli olmadığına" değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne fen bilirkişilerinin 05.03.2014 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 576,97 metrekarelik kısmın davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; TMK"nın 713/1, 3402 sayılı ... Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi şartıyla kazanılması mümkündür. Mahkemece, fen bilirkişisinin 05.03.2014 tarihli raporunda (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümlerinde zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği, (B) harfi ile gösterilen bölümün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında "dava konusu taşınmazın Kızılırmak yatağı olarak tespit harici bırakıldığı, kural olarak dere yataklarının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu; ancak aktif dere yatağı ve etki alanında kalmayan bir yerin koşulları oluştuğu takdirde, niteliğine göre zilyetlik ve imar ve ihya yoluyla kazanılabileceği, tespit dışı bırakılma tarihi olan 1980 yılından dava tarihi 27.10.2011 tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait (1981 ve 1991 yılları arası) hava fotoğraflarının getirtilerek yöntemince uygulanması, zilyet edilip edilmediğinin ve taşınmazın niteliğinin belirlenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece, bozma sonrası yapılan araştırma sonucu, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede idari yönden tespit edilmiş kıyı kenar çizgisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi idarece yapılmış ve yöntemince kesinleşmiş bir kıyı kenar çizgisi yoksa kıyı kenar çizgisinin mahkemece tespiti gerekmektedir. Bu tespit yapılırken 13.03.1972 tarih ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan kıyı şeridinin nasıl tespit edileceğine dair kural ve yöntemler ile 17.04.1990 tarih, 3621 sayılı Kıyı Kanunu"nun 4. maddesindeki tanımlar ve 9. maddesi hükmü göz önünde tutulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek taşınmazın kıyı kenar çizgisi kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmemiş, denetime elverişli olmayan tek kişilik jeolog raporu ile yetinilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, 3621 sayılı Kanun"un 9. maddesine göre bu işlerde uzman olan üç jeolog veya jeomorfoloji mühendisi ile uzman ziraat ve harita mühendisinden oluşturulacak beş kişilik uzman bilirkişi kurulu huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında yerel bilirkişiden taşınmazın sınırlarını göstermesi istenilmeli; teknik bilirkişilerden ise dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin memleket haritaları, en eski tarihli askeri haritalar hava fotoğrafları yöntemince uygulanmak, gerektiğinde değişik kodlardan toprak örnekleri alınıp analizleri yapılmak, mevsimsel etkiler de göz önünde tutulmak suretiyle kıyı kenar çizgisini saptamaları istenilmeli, belirlenen kıyı kenar çizgisinin de gözetilmesi suretiyle çekişmeli taşınmazın Kızılırmak etki alanı içerisinde kalıp kalmadığı ve aktif dere yatağı içerisinde bulunup bulunmadığı ile ilgili olarak denetime açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişilerden çekişmeli taşınmazın haritası ile kıyı ve kıyı kenar çizgisinin çakıştırılması neticesinde taşınmazın konumunu belirlemeleri istenilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 30.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.