23. Hukuk Dairesi 2014/8779 E. , 2015/5685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/11/2013
NUMARASI : 2011/208-2013/356
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 19.06.2014 gün ve 1145 Esas, 4718 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 25.08.2008 ve 01.12.2009 tarihli endeks okuma işi hizmet alım sözleşmeleri imzalandığını, bu sözleşmeler gereği davalının tasarrufunda bulunan sahalardaki müşterilere ait elektrik sayaçlarının endekslerinin okunması işinin yapıldığını, müvekkilinin hak edişlerinden 5510 sayılı Kanun ile hazinece karşılanan prim oranında kesinti yapıldığını, kesintinin kanun hükmüne aykırı olduğunu, % 5"lik yasal olmayan kesintiler toplamı 221.785,51 TL"nin tahsili için yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yapılan kesintilerin yasaya aykırılık teşkil etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalının Bursa 20. İcra Müdürlüğü"nün 2011/87 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 213.269,09 TL asıl alacak ve bu alacağa 37.816,27 TL (taleple bağlı kalınarak) işlemiş avans faizi olmak üzere toplam, 251.085,36 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğundan asıl alacağın % 40"ı olan 85.307,63 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 19.06.2014 tarih ve 1145 E., 4718 K. sayılı ilamıyla diğer temyiz itirazlarının reddiyle, kesinti tarihlerinden takip tarihine kadarki dönem için mahkemece davacı lehine işlemiş faize hükmedilmiş ise de; bu döneme ait davacının usulüne uygun davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair ihtarnamesi bulunmadığı gözardı edilerek, her bir kesinti tarihinden takip tarihine kadarki dönem için işlemiş faize hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı yararına bozulmuştur.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
YHGK"nın 06.04.2011 tarih ve 2010/3-727 E., 2011/75 K., Dairemizin 12.03.2014 tarih ve 2013/8037 E., 2014/1827 K; 11.03.2015 tarih ve 718 E., 1542 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 818 sayılı Borçlar Kanunu"ndaki sebepsiz zenginleşmeye ilişkin maddelerdeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Bunun sonucu olarak, taraflar arasında malvarlıkları arasındaki değişim bir sözleşmeye, tarafların açıkladıkları iradeye dayanırsa, sebepsizlikten ve sebepsiz zenginleşmeden sözedilemez.
Hukuki işlemlerden ve bunun en yaygın türü olan sözleşmeden doğan borçlarda, borçlunun borcunu anlaşmaya uygun olarak yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun hareket etmezse, alacaklı borca aykırılık hükümlerini işletir ve mümkün ise borcun aynen ifasını, değilse doğan zararının giderilmesini talep eder.
Bütün bu açıklamalara göre, sebepsiz zenginleşme alacaklıya, ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez.
Nitekim, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde taraflar sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunamazlar.
Nedensiz zenginleşmede dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK döneminde, sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olup olmaması ayrımı yapılmadan, (TBK"nın 117/2. maddesinde ise sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olmaması halinde) haksız iktisap tarihinden itibaren temerrüt faizi istenebilir ise de, somut olayda, sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan alacağın tahsili kapsamında talep edilen bedele borçlunun bir ihtar ile temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren faiz istenebilir. Hüküm altına alınan bedel yönünden davalı borçlunun, takip tarihinden önce BK"nın 101. (TBK"nın 117) maddesine uygun şekilde miktar ve ödeme talebi içeren bir ihtar ile temerrüde düşürüldüğü iddia edilmediği gibi, bu yönde bir delil de ibraz edilememiştir.
Bu açıklamalara ve Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.