Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/17689
Karar No: 2017/608
Karar Tarihi: 17.01.2017

Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama tehdit ve sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/17689 Esas 2017/608 Karar Sayılı İlamı

 

 

18. Ceza Dairesi         2016/17689 E.  ,  2017/608 K.

  •  


"İçtihat Metni"


Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama, tehdit ve sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçlarından sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a, 125/1-2, 245/1, 43/1 (iki kez) ve 51. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis, 3 yıl hapis ve 3 ay 22 gün hapis cezalan ile cezalandırılmasına, 3 ay 22 gün kısa süreli hapis cezasının ertelenmesine dair, İstanbul Anadolu 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2013 tarih ve 2009/1171 esas, 2013/781 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/06/2016 gün ve 242397 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “1-Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; sanık tarafından ileri sürülen sair hususlar kanun yararına bozma konusu yapılmamakla birlikte, sanık hakkında mağdurun zararını gidermediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilerek hükmolunan kısa süreli hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği dikkate alındığında, hakaret suçuna ilişkin zararın manevi nitelikte olduğu, tazmini gerekir maddi bir zarar olmadığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun erteleme kurumuna göre sanığın daha lehine olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; sanık hakkında düzenlenen 02/11/2009 tarihli iddianamede suç adının tehdit, sevk maddesinin de buna uygun biçimde 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1.cümle ve 53/1. maddeleri olarak gösterilip, anlatım kısmında “...şüpheli Ali"nin cep telefonundan müştekiyi arayarak ve mesaj çekerek onu öldürmekle tehdit edip...” ifadelerine yer verildiği ve yerel mahkemece ek savunma hakkı verilmek suretiyle silahlı tehdit suçundan anılan Kanun"un 106/2-a maddesinden hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında, iddianamedeki anlatım, sevk ve nitelendirmede; sanığın müştekiye yönelik silahlı tehdit suçunu işlediğini ortaya koyacak hiçbir açıklamaya yer verilmediğinden sanık hakkında anılan Kanun"un 106/1-1.cümle maddesinden düzenlenen tehdit suçundan kamu davası açıldığının kabulü gerektiğinden, silahlı tehdit eylemi bakımından açılmış kamu davası bulunmadığı halde yerel mahkemece ek savunma hakkı verilmek suretiyle sanığın anılan Kanun"un 106/2-a maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesinde, isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
a- Bir nolu isteme yönelik incelemede ;
5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin 6. fıkrasında, "Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir" hükmü yer almaktadır.
CMK"nın 231/6-c maddesi hükmü, sanığın mağdur veya kamuya verdiği maddi zararın karşılığı olan paranın ödenmesini gerektiren somut olaylarda uygulanabilir. Anılan maddedeki zarar kavramından, Y.C.G.K."nun 3.2.2009 gün ve 2008/250-2009/13 sayılı kararında belirtildiği üzere, yalnızca basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların anlaşılması gerekmektedir. Anılan zarar, ölçülebilir, belirlenebilir (somut) maddi zarara ilişkin olup manevi nitelikte zararı kapsamamaktadır.
İncelenen dosyada yer alan sesli, yazılı ve görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan dolayı maddi bir zarar olmadığı anlaşılmaktadır. Manevi zararların da CMK"nın 231/6-c maddesinde öngörülen zarar kapsamında değerlendirilememesi karşısında; CMK"nın 231. maddesinin uygulamama gerekçesi hukuka aykırıdır.
b- İki nolu isteme yönelik incelemede;
CMK"nın 225. maddesindeki; "Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir" şeklindeki düzenleme gereğince de, hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise, ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.
İddianamede anlatılan olayın dışında bir fail ve fiilin yargılanması söz konusu olduğunda ise, suç duyurusunda bulunulması ve iddianame ile dava açılması halinde de gerekli görüldüğünde her iki iddianame ile açılan davaların birleştirilmesi yoluna gidebilecektir.
İnceleme konusu dosyada; Sanık hakkında düzenlenen 02.11.2009 günlü iddianamede suç adının tehdit, sevk maddesinin de buna uygun biçimde TCK’nın 106/1-1.cümle ve 53/1. maddeleri olarak gösterilip, anlatım kısmında “...şüpheli Ali"nin cep telefonundan müştekiyi arayarak ve mesaj çekerek onu öldürmekle tehdit edip...” ifadelerine yer verildiği,
Yerel Mahkemece ek savunma hakkı verilmek suretiyle silahlı tehdit suçundan TCK"nın 106/2-a maddesinden hüküm kurulduğu,
İddianamedeki anlatım, sevk ve nitelendirmede; sanığın müştekiye yönelik silahlı tehdit suçunu işlediğini ortaya koyacak hiçbir açıklamaya yer verilmediğinden sanık hakkında TCK"nın 106/1-1.cümle maddesinden düzenlenen tehdit suçundan kamu davası açıldığının kabulü gerekmektedir. Sanık hakkında silahlı tehdit eylemi bakımından açılmış kamu davası bulunmadığı halde yerel mahkemece ek savunma hakkı verilmek suretiyle sanığın TCK"nın 106/2-a maddesinden cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, düzenlediği tebliğnamedeki düşünceler yerinde görüldüğünden,
Sanık sanık ... hakkında, İstanbul Anadolu 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2013 tarih ve 2009/1171 esas, 2013/781 sayılı kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 17/01/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi