14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/12468 Karar No: 2016/4105 Karar Tarihi: 05.04.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/12468 Esas 2016/4105 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/12468 E. , 2016/4105 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.02.2014 gününde verilen dilekçe ile haricen satınalmaya dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda, davanın kabulüne dair verilen 23.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, haricen satınalmaya dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davada kendilerinin taraf olmasının doğru olmadığını, dava ile ilgili zamanaşımı süresinin dolduğunu, mülkiyet haklarının olduğunu savunarak davanın usuldenn ve esastan reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu ..... İli Merkez ...... Mahallesi 782 ada 1 nolu parsel sayılı taşınmazın, bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 500 m² yüzölçümündeki kısmının tapusunun iptaline ve anılan taşınmaz kısmının davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun “Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre” başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında “30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir.” Aynı Yasanın 3. fıkrasında ise; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 06.03.1989 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 17.02.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasında sözü edilen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakta olup bu hususun mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekir. Bu itibarla hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.