Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4422 Esas 2018/5106 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4422
Karar No: 2018/5106
Karar Tarihi: 13.12.2018

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4422 Esas 2018/5106 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûm olmasına karar verildiğini ve yapılan istinaf başvurusunun esastan reddedildiğini belirtiyor. Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya inceleniyor ve sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin reddedildiği ifade ediliyor. ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının teknik verilerle tespiti halinde, bu delilin suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olacağına dair Ceza Genel Kurulunun kararına atıfta bulunuluyor. Sanığın tutukluğunda geçirdiği süre, bozma nedeni ve atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek tahliye talebinin reddine karar veriliyor. Kanun maddeleri TCK’nın 314/2, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri.
16. Ceza Dairesi         2018/4422 E.  ,  2018/5106 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK’nın 314/2, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince verilen mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin takdiren REDDİNE,
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16.MD-956 E. 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas 2017/3 sayılı kararında; "Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacağının" kabul edildiği gözetilerek;
    ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bu delilin suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olacağından, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı getirtilip, CMK’nın 217. maddesi
    gereğince duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, HIS(CGNAT) sorgu kayıtları ve Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen yetersiz belgelere dayanılarak eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
    2-Bank Asya"da hesabı olduğu anlaşılan sanığın, anılan bankadan gelen hesap dökümleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak örgüt liderinin talimatından sonra ve talimatı doğrultusunda bir hesap hareketi olup olmadığının araştırılmaması,
    3-Kabul ve uygulamaya göre de;
    Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde; suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak; hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun şekilde alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşılarak bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedeni ve atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek tahliye talebinin reddine, 13.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.