20. Hukuk Dairesi 2016/1319 E. , 2017/6729 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Çevre ve ... vekili ve tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01.05.2008 gün ve 2008/3404-6680 sayılı bozma kararında özetle: “...Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan ve bilirkişide aralarında bulunduğu uzman bilirkişi kurulu raporunda, çekişmeli parselin yörede 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde tamamen orman sınırları dışında bırakıldığı, 1996 yılında yapılan aplikasyonda ise kısmen orman sınırları içinde aplike edildiği, 1996 yılında 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre yeni orman sınırının belirlenmediği, sadece 1944 yılı tahdit hattının aplikasyonunun yapıldığı ve bu işleminde hatalı olduğu, aplikasyonda orman sınır hattının değiştirildiği, çekişmeli parselin eski tarihli haritalarda orman olarak nitelendirilmediği bildirilmişse de, bilirkişi kurulu raporuna eklenen orman sınırı hattına irtibatlı krokide, 1944 yılı orman tahdit hattı olarak gösterilen orman sınırı hattının, dosyada bir örneği bulunan orijinal 1944 yılı tahdit haritasında aynı orman sınırı noktalarını birleştiren hatta uygun olmadığı, hatalı olduğu bildirilen 1996 yılı aplikasyon hattının, orijinal 1944 yılı orman tahdit hattına daha uygun olduğu halde, mahkemece bu çelişkiler ve yetersizlikler üzerinde durulmamış, dava aplikasyon işlemine itiraz olduğuna göre, davanın kabulü halinde çalışmanın iptaliyle yetinilmesi gerekirken, infazda zorluğa yol açacak biçimde “Dava konusu gayrimenkulün tarım arazisi olduğunun tespitine, eski halin iadesine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
O halde, öncelikle çekişmeli taşınmazın komşuları olan kadastro parsellerinin tutanakları ve dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları, 1996 yılında yapılan aplikasyonda yararlanılan hava fotoğrafları ve memleket haritası bulunduğu yerden getirtilmeli, daha sonra önceki bilirkişiler dışında üç serbest orman mühendisi ve bir harita mühendisi bilirkişiden oluşturulacak kurul vasıtısıyla yeniden yapılacak keşifte, yörede 1944 yılı orman tahdidine ilişkin tutanak ve haritalar ile 1996 yılı aplikasyon tutanak ve haritaları ve tapulama paftası bozma kararında değinilen yöntemle uygulanarak, çekişmeli parselin 1944 orman tahdidi ve 1996 yılı aplikasyon hattına göre konumu ayrı ayrı saptanmalı, uygulamada yerel bilirkişi ifadelerinden, getirtilen komşu parsel kayıtları ile eski ve yeni tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarından yararlanılmalı, bilirkişilere çekişmeli parselin 1944 yılı orman tahdit hattı ve 1996 yılı aplikasyon hattına göre konumunu gösteren ayrı renkli kalemler ile işaretli birleşik ve müşterek imzalı krokisi düzenlettirilmeli, doğacak çelişkiler üzerinde durularak bu çelişkiler yöntemince giderilmeli, oluşacak sonuca göre, aplikasyonda hata yapılmışsa, hatalı aplikasyon işleminin
iptaline karar verilip infaza olanak veren kroki düzenlettirilmeli, aplikasyonda hata yapılmadığı anlaşıldığı takdirde, davanın reddine karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda bu kez yine davanın kabulüne, çekişmeli mevkii 360 sayılı parselin 10/02/2015 tarihli bilirkişi krokisinde olduğu gibi 5270 m2 olarak tespitine, aynı taşınmazla ilgili kadastro komisyonun yaptığı 2/B çalışmalarının iptaline, dava konusu taşınmazın tarım arazisi olduğunun tespitine, eski halin iadesine karar verilmiş, hüküm davalılar
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosunun aplikasyonuna itiraz ve el atmanın önlenmesine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılarak kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu 5602 sayılı Kanun hükümlerine göre 1954 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. 03/12/1996 yılında ise ilan edilen ancak eldeki dava nedeniyle henüz kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulama çalışmaları bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davalı ... Yönetimine yükletilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/09/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.