4. Ceza Dairesi 2016/18338 E. , 2020/19839 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 15/12/2012, 14/01/2013 ve 16/01/2013 tarihinde gerçekleşen ve zincirleme surette işlendiği kabul edilen TCK"nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun, silahla tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet eylemleriyle birlikte işlenmediğinden uzlaşmaya tabi olacağı belirlenerek yapılan incelemede;
1-Sanığa yükletilen 6136 sayılı Yasaya muhalefet eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi, hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
TCK"nın 53/l-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye uygun olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısıma “sanık hakkında TCK"nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun olan HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Diğer suçlardan kurulan hükümlere gelince;
a-Silahla tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden;
Sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmeyerek, olay günü müştekinin mesaj atıp kendisini olayın gerçekleştiği gemiye çağırdığını beyan etmesi, 16/01/2014 havale tarihli mesaj tespit tutanağının sanığın savunmasını doğrulaması, mağdurun aralarındaki arkadaşlık nedeniyle olayı adli mercilere intikal ettirmediğini ifade etmesi, olay yeri inceleme raporunun olaydan sonra 26/12/2012 tarihinde hazırlanması, ekspertiz raporuna göre mağdurun teslim ettiği boş kovanların sanığın evinde yapılan aramada ele geçirilen silahtan atılmadıklarının tespit edilmesi, olayın bizzat görgü tanıklarından tanık ..."nın savcılıktaki beyanında ""sanığın seni öldürürdüm ancak ailene bağışlıyorum"" dedikten sonra silah sesi duyduğunu beyan etmesine karşın, duruşmada, aralarındaki konuşmayı ve silah sesi duymadığını ileri sürmesi üzerine Mahkemece çelişkinin giderilmesi için tekrar sorulduğunda, silah sesi duyduğunu ve savcılıktaki beyanının doğru olduğunu beyan etmesi, olayın tanığı konumunda bulunan diğer mağdur ..."ın aşamalarda silah sesi duymadığını belirtmesi, soruşturmada dinlenen tanık ..."nın silah sesi duymadığını ifade etmesi ve duruşmada ifadelerine başvurulan savunma tanıkları ...,... "ın da silah sesi duymadıklarını ileri sürmeleri karşısında; tanıkların beyanları arasındaki çelişkiler giderildikten sonra hangi anlatımın hangi nedenle üstün tutulduğu açıklanıp tartışılmadan, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden;
aa-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
bb-Uzlaşmanın sağlanamaması halinde ise;
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25.06.2020,2020/16,2020/33; R.G. 19.08.2020, sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
c-Kabul göre de her iki suç yönünden; TCK"nın 53/l-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.