14. Hukuk Dairesi 2015/17462 E. , 2016/4089 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-davalı vekili tarafından, davalı-davacı aleyhine 22.03.2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat, birleştirilen dava ile de tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne dair verilen 18.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı-davalı vekili, duruşmasız olarak davalı-davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 05.04.2016 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Av. ... ....... ile karşı taraftan davalı-davacı vekili ................ geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı ..., davalı ... ile düzenledikleri sözleşme uyarınca 2 parsel sayılı taşınmazda yapılacak 130 m2 dükkan ve depoyu 30.09.2011 günü teslim etmeyi taahhüt ettiğini, davalının 39/406 payı tarafına devrettiğini, davalıya 220.000,00 TL ödediğini, bina yapımına başlanılmadığını, 1 yıl 6 aylık kira kaybının bulunduğunu ileri sürerek, 30.09.2011 tarihinden itibaren işleyen faizi ile dükkanın denkleştirici adalet kuralı gereği saptanacak güncel değeri ile kira kaybı talep hakkı saklı olarak şimdilik 221.000,00 TL tazminatın alınmasını istemiştir.
Birleştirilen davada davacı ..., 2 sayılı parseldeki 39/406 payı inanç sözleşmesi gereği davalı ...’ya devrettiğini, davalının 22.000,00 TL ödeme yaptığını, bakiye 198.000,00 TL’nin ödenmediğini, inşaata başlanabilmesi için üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini ileri sürerek, 22.000,00 TL bedelin depo edilerek payın adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, asıl davada 218.500,00 TL bedelin davalı ...’den alınmasına, birleştirilen davada 39/406 payın davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Asıl dava tazminat, birleştirlen dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescil ile olur. Mülkiyetin naklini sağlayan sözleşmelerin de resmi biçim koşuluna uygun olarak yapılması gerekir. Nitekim, TBK’nın 237. maddesinde "Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır." hükmüne yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazın 267/406 payı dava dışı ............., 100/406 payı dava dışı ........... ve 39/406 payı davacı ... adına kayıtlıdır. Görülüyor ki, çekişmeye konu taşınmazda davalı ... pay maliki değildir. Davacı ...’in alıcı, davalı .........i’in satıcı sıfatıyla yer aldığı "Dükkan Satış Sözleşmesi" başlıklı adi yazılı, tarihsiz sözleşmede 2 sayılı parselde yapılacak binadaki brüt 130 m2
dükkanın 220.000,00 TL bedelle satılacağı ve 30.09.2011 tarihinde teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Davalı ...’in taşınmaz malikleri ile bina yapımı ya da yapılacak binadaki bağımsız bölümlerin satışına yetki veren bir sözleşme sunulmamıştır. Bu durumda davacı ..., maliki veya yüklenicisi olmadığı bir taşınmazda bağımsız bölümün satışını vaat etmektedir ki, TBK’nın 237. maddesi uyarınca geçerli bir sözleşme yapılmadığından bu taahhüdü geçerli değildir. Bu nedenle, davacı ... sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalı ...’e ödediği bedeli geri alabilir. Davacı ...’in talep ettiği alacak miktarı dikkate alındığında davasını HMK’nın 200. maddesi uyarınca senetle kanıtlaması gerekmektedir. Davacı ...’in dayandığı "Dükkan Satış Sözleşmesi" başlıklı, adi yazılı belgede davacı ... tarafından davalı ...’e 220.000,00 TL bedelin ödendiğine ilişkin açık bir ifade bulunmadığından bu istemini kanıtlayamamıştır. Ancak, davalı ... gerek davaya verdiği cevap dilekçesinde gerekse birleştirilen dava dilekçesinde davacının 22.000,00 TL bedeli ödediğini kabul ettiğinden bu bedelin davalı ...’den alınması gerekir.
2-Davacı ... vekilinin temyiz itarazlarına gelince;
Birleştirilen davada davacı ..., davalı ... adına tapuda kayıtlı 39/406 payın adına tescilini istemiştir. Tapu kayıtlarından, dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazın 139/406 payı ise dava dışı ........... adına kayıtlı iken 23.12.2010 tarihinde 100/406 payını uhdesinde tutarak 39/406 payını davacı ...’e satış yoluyla devrettiği anlaşılmaktadır. Çekişmeye konu taşınmazda, davalı ..."in davacı ...’e herhangi bir pay devretmediği görülmektedir. Bu nedenle, maliki olmadığı bir taşınmazın yeniden kendi adına tescilini de talep edemez. Dolayısıyla, birleştirilen davanın davacısı .........’in tapu iptali ve tescil talep hakkı bulunmadığından isteminin reddi gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı ...’dan alınarak duruşmalı temyiz eden davacı ...’ya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
05.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.