12. Ceza Dairesi 2018/1428 E. , 2019/11304 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62, 50/4, 50/1-a, 52/1, 2, 4, 5275 sayılı Kanunun 106. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ile katılan vekilinin tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mahkemece hükmün 1. bendinin 3. paragrafında sanık hakkında belirlenen 1 yıl 8 ay cezasının TCK’nın 50/4, 50/1-a. maddeleri uyarınca adli para cezasına çevrilmesi sırasında sanığın ayrıca 18.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, bu husus maddi yazım hatası olarak değerlendirildiğinden bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin ölenin gece vakti koyu renk giysiyle aniden yola çıktığı, sanığın kusurunun olmadığına ilişkin, katılan vekilinin Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiği, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, yolun kaza tarihindeki durumunun ilgili kurumlardan sorulması gerektiği, sanığın öleni uzunca bir süre sürüklediği, bunun da sanığın aydınlatma sisteminin bozuk olduğu ve çok hızlı seyrettiğini gösterdiği, katılanın kızını kaybetmesi nedeniyle mağdur olduğu, verilen cezanın hakkaniyete uygun olmadığı, yetersiz olduğu, asli kusurlu olanın sanık olduğu, cezanın az olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
CMK"nın ""Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar"" başlıklı 230. maddesinin 1-d bendinde; cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş; yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2018 tarihli ve 2015/4-1163 Esas-2018/382 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm bölümünde CMK"nın 230. ve 232. maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ya da bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanakların açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmakta olup; dosya içeriğine göre, lehe hükümler istemi bulunan sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının TCK"nın 50. maddesi hükmüne göre adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiş olmakla birlikte, hapis cezasının ertelenmesinin düzenlendiği TCK"nın 51. maddesi hükümlerinin “adli para cezası için olanaklı olmadığı” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi suretiyle CMK"nın 230/1-d maddesine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2-TCK"nın 52/4. maddesi uyarınca hükmedilen adli para cezası taksitlerinden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususuna hükümde yer verilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ile sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 03/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.