MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-e, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından vekalet ücreti açısından ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Muş Varto Devlet Hastanesinde görevli iken hakkında yapılan idari soruşturma neticesinde 24/09/2007 tarihinde Iğdır İl Sağlık Müdürlüğüne atanan sanığın, tayin sebebiyle hakkında 16/11/2007 tarihli yurtiçi sürekli görev yolluğu bildirimi düzenlendiği, bu konuyla ilgili ayrıca Muş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütüldüğü, daha sonra sanığın 22/02/2010 tarihinde Muş Verem Savaş Dispanseri Ayniyat Saymanlığı"na naklen tayin olduğu, bu naklen tayin nedeniyle hakkında 25/02/2010 tarihinde yurtiçi sürekli görev yolluğu düzenlendiği, sanığın harcırahı artırmak amacıyla, yanında götürmediği halde ailesi için de bildirimde bulunarak Iğdır Defterdarlığı Muhasebe Müdürlüğünden 1040 TL yolluk alması gerekirken 1650 TL yolluk aldığı ve bu suretle üzerine atılı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın tayini üzerine görev yolluğu bildirimi düzenleyip çalıştığı birime vermesinin dışında kurumunu aldatmaya yönelik herhangi bir eyleminin bulunmaması, kurumunca personelden ikametgah belgesi istenmesi veya nüfus idaresine yazılacak müzekkere ile sanığın ve ailesinin oturduğu yerin dolayısıyla fiilen taşınıp taşınmadığının basit bir araştırma ile kolayca tespit edilebilecek olması, mevzuat gereği fazladan yapılan bir ödeme bulunması halinde bu meblağın kamu görevlisinden kolaylıkla geri alınabileceği hususları dikkate alındığında sanığın unsurları itibarı ile oluşmayan kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13.maddesinin 1. fıkrası uyarınca, mahkumiyet kararı verilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.