Resmi belgede sahtecilik - başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak - iftira - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/5034 Esas 2016/8066 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5034
Karar No: 2016/8066
Karar Tarihi: 05.12.2016

Resmi belgede sahtecilik - başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak - iftira - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/5034 Esas 2016/8066 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir kişinin resmi belgede sahtecilik, başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak, iftira gibi suçlardan mahkum olduğunu ve cezalandırıldığını belirterek, sanığın ceza süresinin uygulanmasına ilişkin bir konuda yasal bir hatanın yapıldığını ve Anayasa Mahkemesi kararıyla yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Mahkeme, sanığın temyiz itirazlarını reddettiğini ancak ceza süresinin belirlenmesinde hukuka aykırı bir davranış sergilendiğini belirtti. Mahkeme, sanığın temyiz itirazlarını yerinde görerek hükmün bozulmasına karar verdi. Ancak hükmün düzeltilmesine karar verilerek, sonuç cezanın 3 ay hapis cezasına indirilmesine karar verildi. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi, Cumhuriyet Mahkemesi Kanunu’nun 326. maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 307. maddesi gibi kanun maddelerine de yer verildi.

11. Ceza Dairesi 2015/5034 E. , 2016/8066 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak, iftira
HÜKÜM : Mahkumiyet

5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-12.02.2007 tarihli hükmün sanık ve sanık lehine Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesine ve mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen; "...yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz" şeklindeki CMUK"nın 326/son (CMK"nın 307/son) maddesindeki emredici kurala uyulmaksızın TCK"nın 268. maddesinin uygulamasında kazanılmış hakkın gözetilmemesi,
2- Adli emanetin 2006/93 sırasına kayıtlı suça konu eşyanın dosyada delil olarak saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun anılan Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından “TCK 54/1. maddesi gereğince müsaderesine” ilişkin kısmın çıkartılması ve yerine “delil olarak saklanması” ibaresi ile başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçuna ilişkin hüküm fıkrasına "5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca, ceza miktarı bakımından kazanılmış hak gözetilerek, sonuç cezanın 3 ay hapis cezasına indirilmesine” ibaresi eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.