14. Hukuk Dairesi 2015/18233 E. , 2016/4081 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat, birleştirilen davada tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl ve birleştirilen davalarda tazminat istemlerinin kabulüne dair verilen 25.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili ile duruşmasız olarak davacı ... vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 05.04.2016 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmasız temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı ..., davalı ... ile ...... Noterliğinde 12.02.2008 günü düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca 741 ada 16 parsel sayılı taşınmazın satışının vaat edildiğini, edimini yerine getirdiğini ancak tapu kaydının devredilmediğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini veya taşınmaz rayiç değerinin alınmasını istemiş, 28.06.2012 günü dava değerini 114.639,00 TL bedele yükseltmiştir.
Davacı ..., davalı ... vekili ... ile davalı ... arasında .... Noterliğinde 30.03.2005 günü düzenlenen satış vaadi sözleşmesi uyarınca 116 ada 15 parsel sayılı taşınmazın satışının vaat edildiğini, ..."ın da bu hakkını ..... Noterliğinde 15.03.2006 günü düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi ile tarafına temlik ettiğini, edimini yerine getirdiğini ancak tapu kaydının devredilmediğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini veya taşınmaz rayiç değerinin alınmasını istemiş, 16.05.2014 günlü ıslah dilekçesi ile de bedeli 114.639,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ..., davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, taşınmazda devir yasağının bulunduğunu, satış vaadi sözleşmesinin geçerli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; diğer davalılar yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, taşınmazda devir yasağı bulunduğu gerekçesiyle tapu iptali tescil isteminin reddi ile asıl davada 114.639,00 TL bedelin davalı ..."den alınarak davacı ..."na; birleştirilen davada da 114.639,00 TL bedelin davalı ..."dan alınarak davacı ..."a verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ile davacı ... vekili temyiz etmiştir.
Asıl ve birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re"sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı ... 25.04.2011 tarihli dava dilekçesinde 116 ada 15 parsel sayılı taşınmazın satış vaadi sözleşmesine uyarınca adına tescilini ikinci kademede de rayiç değerinin tahsilini talep etmiştir. Tapu kayıtlarından ...., ...., ..... Mahallesi sicilinde kayıtlı dava konusu 116 ada 15 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle dava dışı ...... Köyü adına kayıtlı iken 17.01.2003 günü satış yoluyla davalı ... adına tescil edilerek aynı tarihte 442 sayılı Köy Kanununun 3367 sayılı Kanun ile değişik ek 13/son maddesi uyarınca 10 yıl süreyle devir ve temlik yasağı getirilmiştir. Taşınmazda 01.06.2006 günü yapılan imar uygulaması sonucu 741 ada 16 parsel olarak 1726/2400 payı davalı ..., 674/2400 payı da Hazine adına tescil edilmiştir.
442 sayılı Köy Kanununa 6111 sayılı Kanunun 187. maddesi ile 13.02.2011 günü eklenen geçici 1. maddesinde "31.12.2009 tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya başka bir belediyenin sınırlarına dahil olmak suretiyle tüzel kişiliğini kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanunun ek 13. maddede öngörülen diğer şartlar uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle henüz kesinleşmemiş davalarda da bu madde hükmü uygulanır." hükmüne yer verilmiştir. 6360 sayılı Kanun ile de ...... Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisindeki taşınmazın bulunduğu ...... Köyünün tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle statüsü verilmiştir.
Davacı ..."ın dayandığı satış vaadi sözleşmesi sözleşmeye konu taşınmazın tapu kaydında bulunan 442 sayılı Kanunun ek 13. maddesi uyarınca devir ve temlik yasağı bulunmaktadır. Ancak dava açılmadan önce yürürlüğe giren 442 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca tapu kaydındaki devir ve temliki önleyen sınırlandırma hükümsüz duruma dönüşmüştür. Kaldı ki dava açılmasından sonra 17.01.2013 tarihinde sınırlandırma sona ermektedir. Bu nedenle davacı ..."ın dayandığı satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmaktadır. Dolayısıyla, taşınmazın devir ve temlikine engel olacak bir sınırlandırma bulunmadığından satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunması nedeniyle davacı ..."ın öncelikli isteminin değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ikinci kademedeki isteminin hüküm altına alınması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı ... ve ..."den alınarak duruşmalı temyiz eden davalı ...’a verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.