14. Hukuk Dairesi 2014/17058 E. , 2016/4078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.11.2012 gününde verilen dilekçe ile baz istasyonunun kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, sağlığa zarar verdiği iddiası ile davalı GSM şirketine ait baz istasyonunun kaldırılması isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalı vekilince keşifte GSM baz istasyonunun çalışma esaslarına ilişkin yönetmeliklere uygunluğunun bilirkişilerce yerinde ölçümü sureti ile değerlendirme yapılması gerektiği yolundaki talebi, keşif günü yapılacak limit ölçümlerinin davalı şirketçe cihazlardaki ayarların her an için değiştirilebilir olması kapsamında keşif gibi gün ve saati belirli bir süreçte ya da delil tespiti gibi belirsiz bir süreçte de olsa ölçüm yapılmasının teknik anlamda bir fayda sağlamayacağı, davacının evi ile davalı baz istasyonunun bulunduğu davalıların taşınmazı arasındaki yakın ve görsel temasın davacıların davasına konu ettiği sıkıntı ve amacın yerinde olduğu, baz istasyonunun daha uygun nitelikteki bir taşınmaza nakledilebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne davalı şirkete ait GSM baz istasyonunun kaldırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar temyiz etmişlerdir.
Baz istasyonları, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 37. maddesi gereğince BTK tarafından bu konuyu düzenleyen Yönetmelikteki yer, ölçü ve limit değerlere göre verilen güvenlik sertifikası gereğince kurulan, günümüzde haberleşme ve iletişimin sağlanmasında önemli bir yeri olan, genel olarak alıcı yada verici antenleri sayesinde elektromanyetik dalgaları (sinyalleri) alma ve gönderme işlemi yapan sistemlerdir. Konuşmanın az olduğu kırsal alanlarda 35 km’lik, konuşma trafiğinin daha yoğun olduğu şehir merkezlerinde ise 1-2 km’lik bir mesafe içinde hizmet verebilen, çıkış güçleri oldukça düşük olan cihazlardan oluşmaktadır.
Sağlığa zarar verdiği iddiası dışında baz istasyonlarının sertifikada belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olarak kurulmadığı, başlangıçta uygun kurulsa dahi sonradan sertifikadaki limit değer ve güvenlik mesafelerine aykırı davranıldığı gerekçesi ile kaldırılmasına ilişkin talep ve itirazların ilgili mevzuat gereğince BTK"ya yapılması gerekmektedir. Bu kurumun uygulamalarına ve kararlarına karşı da idari yargıda dava açılmalıdır. Keza davacı, baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olmasına rağmen zararlı olduğunu iddia ediyorsa, idari yargıda idareye karşı yönetmeliğin iptali davası açması gerekir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan hallerde elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için, kural olarak bir zararın doğmuş olması gerekir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise bu hak kullanılabilir. Bu nedenle baz istasyonlarının uzun vadede sağlığa zarar vereceği yada verebileceği, baz istasyonlarından psikolojik olarak etkilenildiği yada etkilenileceği vs. şeklindeki kanıtlanması mümkün olmayan soyut iddialarla açılan davaların dinlenmesi mümkün değildir.
Dava konusu baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olup olmadığı, davacının sağlığına zarar verip vermediği konusunda tarafların göstermiş oldukları deliller toplanıp yine yukarıda açıklanan Yönetmelik ve Tebliğname hükümleri dikkate alınarak belirlenecek uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporları ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Diğer taraftan HMK"nın 266. maddesi gereğince mahkemece, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi görüşüne başvurulması gerekir. Sadece hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; Mahkemece mahallinde keşif yapılarak ve tarafların iddia ve savunmaları Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkeme hakiminin bilirkişi incelemesi gerektiren bir konuda bilirkişi gibi hareket ederek yapmış olduğu soyut değerlendirmelerine dayalı yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.