Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla takibe karşı borçlunun ödeme emri tebliğinin usulüne uygun yapılmadığından bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, daha önce usulüne uygun yapılmış  bir tebligat bulunmadığından ve adres kayıt sisteminde adresin bizzat bildirilmesi zorunluluğu bulunmadığından nüfus müdürlüğünde kayıtlı adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine Tebligat Kanununun 35.maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile ödeme emri tebliğ tarihinin 18/02/2011 olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunun 6099 sayılı kanun ile getirilen değişiklikten önceki 35/son maddesi hükmüne göre “...kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ve ticaret sicillerine...” bildirilen adreslere gönderilen tebliğ işlemlerinin yapılamaması halinde, değiştirilen adres bu yerlere bildirilmediği takdirde,muhataba doğrudan 35.madde uygulanarak tebligat yapılabilir. Bir başka deyişle, daha önce aynı adrese yöntemince tebligat yapılması koşulu aranmaz.
Somut olayda, borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi ve nüfus müdürlüğünde kayıtlı adresin de aynı olduğunun tespit edilmesi üzerine, alacaklının talebi ile 7201 SK.nun 35.maddesine göre ödeme emrinin 01/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.
6099 sayılı kanun ile yapılan değişiklikten önceki Tebligat Kanununun 35/son maddesinde belirtilen kurumlarda kayıtlı adresin, borçlu tarafından bizzat bildirilen adres olması halinde bu maddeye göre tebligat yapılması mümkündür.
O halde, mahkemece, 19.01.2011 tarihinden önce olması nedeniyle tebliğ tarihinde yürürlükte olan 7201 Sayılı Kanun"un 35/son maddesi gereğince tebligatın çıkarıldığı adresin bizzat şikayetçi borçlu tarafından nüfus müdürlüğüne bildirilip bildirilmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus araştırılmaksızın eksik inceleme ile şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.