14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/12471 Karar No: 2016/4075 Karar Tarihi: 05.04.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/12471 Esas 2016/4075 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/12471 E. , 2016/4075 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.12.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, satışın tapuda gösterilen bedel üzerinden gerçekleştirildiğini, davacının bedelin daha düşük olduğu iddiasının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu payın keşifte belirlenen değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Önalım davasında dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafların toplamından ibaret olan önalım bedelinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734/2. maddesi gereğince hükümden önce mahkemece belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için davacıya süre verilmesi gerekir. Davacıya verilen bu sürenin kesin olduğuna da mahkemece karar verilebilir. Kesin süre içerisinde öngörülen işlem yerine getirilmez ise 6100 sayılı HMK’nın 94. maddesi gereğince işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. Ancak anılan bu madde hükmünün uygulanabilmesi için davacının davayı sürüncemede bırakacak davranışta bulunması gerekir. Somut olaya gelince; davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş ancak bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Mahallinde keşif yapılmak suretiyle belirlenen bedel de davacının muvazaa iddiasını kanıtlamaya tek başına yeterli değildir. Mahkemece, keşifte belirlenen bedel üzerinden depo kararı verilmiş ise de muvazaa iddiası kanıtlanamadığından Dairemizin yukarıda değinilen ilkelerine göre tapuda gösterilen satış bedeli ve davalı tarafından ödenen tapu harç ve masrafları toplamı daha önce depo ettirilen bedelden davacıya ödenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Mahkemece, belirtilen husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.