16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/4732 Karar No: 2018/5089 Karar Tarihi: 13.12.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4732 Esas 2018/5089 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme 16. Ceza Dairesi, suç Silahlı terör örgütüne üye olma olarak belirlenmiş ve TCK'nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 ile 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelenmiş ve temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığı için işin esasına geçilmiştir. Deliller suçun sübuta erdiği hususunda yeterli olup, şüpheye yer bırakmamıştır. Sanığın Bylock kullanıp kullanmadığının tespiti için ayrıntılı Bylock tespit değerlendirme raporu beklenmemesi sonuca etkili görülmemiştir. Yargılama sürecindeki usuli işlemler kanuna uygun yapılmıştır ve vicdani kanı kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırılmıştır. Kanunda öngörülen suç tipine uygun olduğu için, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK'nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 ile 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri.
16. Ceza Dairesi 2018/4732 E. , 2018/5089 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 ile 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Toplanan deliller suçun sübuta erdiği hususunda vicdani kanaatin oluşması için yeterli olup, şüpheye yer bırakmamış olması karşısında; sanığın Bylock kullanıp kullanmadığının tespiti için ayrıntılı Bylock tespit değerlendirme raporunun beklenmemesi sonuca etkili görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 13.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.