Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/178
Karar No: 2021/787
Karar Tarihi: 10.02.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/178 Esas 2021/787 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2021/178 E.  ,  2021/787 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/04/2012 gününde verilen dilekçe ile tapunun beyanlar hanesindeki şerhin değiştirilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/09/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 724.maddesi uyarınca açılan temliken tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, ... İli, ... İlçesi, ... Köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 138 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki A harfli tek katlı yapının kendisine ait olduğuna dair şerh konulduğunu ancak taşınmazın vasfını teşkil eden (B) harfi ile gösterilen iki katlı kargir evin kendisi tarafından yapıldığını ancak bu evin kadastro çalışmaları sırasında babası ... adına tespit gördüğünü, bu nedenle dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan iki katlı (B) harfi ile gösterilen kargir evin beyanlar hanesinde kendi adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ..., taşınmaz üzerindeki hem A hem de B harfli yapıların murisi adına tescil edilmesi gerekirken her nasılsa davacının adına tescil edildiğini, 138 ada 4 parselde kayıt maliki olan muris ..."nın mirasçılarının tamamının taşınmaz üzerindeki evlerde hak sahibi olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., kadastro tesptinin 2008 yılında kesinleştiğini, askı süresi içinde itiraz edilmediğini, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, "davanın kabulüne, ... İli, ... İlçesi, ... Köyünde kain 138 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ait tapunun beyanlar hanesine; fen bilirkişisinin krokili raporunda (B) harfi ile gösterilen 2 katlı betonarme karkas evin davacı ..."ya ait olduğunun şerh düşülmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına" karar verimiştir.
    Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
    Bilindiği üzere olay ve olguları ileri sürmek taraflara; hukuki nitelendirme mahkemeye aittir.(6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 33.madde)
    Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.(6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 31.madde)
    Tarafların iddia ve savunmalarının yasal nitelendirmesini yapma görevi, avukat eliyle takip edilse dahi davanın taraflarına değil hakime ait olan bir görevdir.
    Dava dilekçesinde yapılan açıklamalar ve özellikle davacının taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlardan ziyade arza yönelik tescil isteminde bulunması hususu birlikte değerlendirildiğinde davacının talebinin tapu kaydındaki şerhin değiştirilmesi değil 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil olduğu anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasakoyucu taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişinin farklı olması halinde aradaki ilişkiyi 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiş olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın da bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.
    Buna göre; bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir.
    TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir.
    Malzeme sahibinin TMK’nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır;
    a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır.
    TMK’nın 724. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.
    Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul)
    İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır.
    b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır. (Objektif koşul)
    c) Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir.
    d) Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.
    Somut olaya gelince; 138 ada 4 parsel üzerinde krokide (A) harfi ile gösterilen tek katlı ev ve (B) harfi ile gösterilen 2 katlı betonarme evin bulunduğu, (A) harfi ile gösterilen tek katlı evin tarafların babasından kalma olduğu, (B) harfi ile gösterilen 2 katlı betonarme evin ise, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin tutarlı beyanlarına göre davacı tarafından yapıldığı ve bu evin yapımında davalıların ve murisin herhangi bir katkısının olmadığı gerekçesiyle sabit olan davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yukarıda yapılan tespitler ve açıklamalara göre dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkin olduğundan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 724.maddesi uyarınca yukarıda belirtilen araştırmalar yapıldıktan sonra işin esasına yönelik hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..."nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itbaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.Başkan

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi