12. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/10543 Karar No: 2011/28724
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/10543 Esas 2011/28724 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bir alacaklı tarafından başlatılan bir çek haciz yoluyla icra takibi kesinleştikten sonra borçlu tarafından icranın geri bırakılması istendi. Ancak, TTK'nın 730/18. maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesi uyarınca, zamanaşımını kesmenin bir yolu da dava açılmasıdır. Borçlu tarafından açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekir. Bu dava açılmadan önce zamanaşımı gerçekleşmediği için mahkeme, borçlu isteminin reddi yerine kabulünü gerektirir. Mahkeme kararı İİK 366 ve HUMK'nin 428. maddeleri uyarınca bozuldu. Kanun maddeleri: TTK'nın 726, 730. maddeleri ve Borçlar Kanunu'nun 133. maddesi, TTK'nın 662. maddesi.
12. Hukuk Dairesi 2011/10543 E. , 2011/28724 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Küçükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 01/03/2011 NUMARASI : 2011/256-2011/229
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle borçlu tarafından İİK.nun 71 ve 33-a maddeleri uyarınca icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde çek olduğundan olaya TTK.nun 726 ve 730. maddesi göndermesi ile 662 ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. Borçlar Kanunu"nun 133.maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve T.T.K."nun 730/18. maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesi zamanaşımının hangi sebeplerle kesileceğini sınırlı bir şekilde açıklamıştır. Bu sebeplerden biri de dava açılmasıdır. Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmekte olup, bu davanın kimin tarafından açılacak bir dava olduğu hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak borçlu tarafından açılacak davada alacaklı durumundaki davalının itirazını defi yolu ile ileri sürdüğü cihetle borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekir. Nitekim Yargıtay HGK.nun 20.01.1996 tarih 1996/12-654 esas 1996/805 karar sayılı kararı ile de aynı ilke kabul edilmiştir. Somut olayda borçlu tarafından 18.03.2010 tarihinde Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"ne 2004/654 Esas, 2007/178 Karar sayılı menfi tespit davası açıldığı ve 17.12.2010 tarihinde davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Bu davanın açıldığı tarihe kadar da zamanaşımının gerçekleşmedi ği anlaşılmıştır. Menfi tespit davası zamanaşımını keseceğinden ve kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımı işlemeyeceğinden mahkemece borçlu isteminin reddi yerine kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.