Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/11068 Esas 2016/8040 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/11068
Karar No: 2016/8040
Karar Tarihi: 05.12.2016

Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/11068 Esas 2016/8040 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmüş olan bir vergi usul kanununa muhalefet suçu davası sonucunda sanık müdafi'nin vaki duruşmalı inceleme istemi reddedilmiş ve mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak, mahkeme kararında yapılan incelemede bazı hukuki hatalar yapıldığı tespit edilmiştir. Mahkeme, suça konu olan sahte fatura düzenleme suçunda faturaların Vergi Usul Kanunu'nda öngörülen zorunlu bilgileri içermesi gerektiği ve bu bilgilerin dosyada kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı getirtilerek tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, her takvim yılı için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği ve ceza miktarının hangi kanun maddesi uyarınca verildiğinin açıklanması gerektiği de vurgulanmıştır. Bu nedenlerden dolayı, mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesi
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesi
- 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 318. maddesi
- 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi
- TCK'nun 53/1-b maddesi
11. Ceza Dairesi         2016/11068 E.  ,  2016/8040 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Sanık müdafiinin vaki duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 318. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
    1- Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; her takvim yılına ait suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda getirtilip denetime elverişli olacak şekilde dosyaya konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, yasaya aykırı,
    Kabule göre de;
    2- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.03.2002 gün ve 28/179 sayılı kararında açıklandığı üzere her takvim yılının ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, aynı takvim yılında farklı dönemlerde birden çok sahte fatura düzenlenmesi durumunda faturaların adet ve tutarları, zarar miktarı, kastın yoğunluğu ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak her bir takvim yılı için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden tek hüküm kurulması,
    3- 2005, 2006 ve 2007 takvim yıllarında işlenen sahte fatura düzenleme suçları için lehe yasa değerlendirmesi yapılmadan ve suç tarihlerinde yürürlükte bulunan 213 sayılı Yasanın 359/b-1. maddesinde öngörülen 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasından teşdiden üst sınırdan mı, yoksa 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Yasanın 359/b-1. maddesinde öngörülen 3 yıldan 5 yıla kadar olan hapis cezasından dolayı alt sınırdan mı ceza verildiği belirtilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    4- Sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihinin ilgili takvim yılında düzenlenen en son fatura tarihi olduğunun gözetilmemesi,
    5- 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nun 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olduğunun gözetilmemesi,
    Yasaya aykırı, sanık müdafileri ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 05.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.