20. Hukuk Dairesi 2017/3837 E. , 2017/6692 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kat maliki bulunduğu taşınmazın 2009 yılı ayları arasındaki aidatlarını ödemediğini, kat mülkiyetinden doğan alacaklarının tahsili için borçlu aleyhinesayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe ve borca itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, borçlu davalının itirazlarının yersiz ve hukuka aykırı olduğunu belirterek Kayseri 8.İcra Müdürlüğünün 2014/5402 sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabülü ile davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 836,80.-TL aidat alacağı yönünden devamına, fazlaya dair takibin iptaline, faiz talebinin reddine, kabul edilen asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesi hükmüne göre kat malikleri anagayrimenkulün ortak giderlerine katılmakla yükümlüdürler. Sözü edilen borcun tahsili için kat malikleri kurulunca herhangi bir karar alınmamış veya işletme projesinin kat maliklerine tebliğ edilip kesinleşmemiş ya da hiç yapılmamış bulunması, davalının kat malikleri kurulu toplantısına katılmaması, katılıp da muhalif kalması, kat malikini ve onların bağımsız bölümünde kira sözleşmesine veya başka bir nedene dayanarak oturanları ortak gider borcunu ödeme sorumluluğundan kurtarmaz. Aynı Kanunun 20. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıç gününün açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan kat malikleri kurulu kararına davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği ya da başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu da yoksa hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih esas alınmalıdır.
Mahkemece, davalının dava konusu 2 numaralı bağımsız bölümde 4/50 hissesi olduğu için bilirkişice hesaplanan miktarın 4/50"sine ilişkin itirazın iptaline karar verilmişse de varılan sonuç fiili duruma uygun olmamıştır. Dosyadaki belgelerden ve tarafların beyanlarından, davalının aynı sitedeki diğer bağımsız bölümlerde de pay sahibi olduğu, davalının diğer bağımsız bölümlerdeki payı ile birlikte sahip olduğu toplam payın 50/50 olduğu, dosyada bulunan düzenleme şeklinde çekiliş tespit tutanağına göre davalıya A blok, 1. kat, 2 numaralı
bağımsız bölümün isabet ettiği fakat çekiliş sonucuna göre tapuda yapılması gereken işlemlerin yapılmaması nedeniyle 2 numaralı bağımsız bölüme davalı ile birlikte diğer hissedarların da malik olduğu anlaşılmaktadır. Mevcut durum karşısında çekiliş sonucunda davalıya isabet eden 2 numaralı bağımsız bölümün aidat ve ortak giderlerinin tamamından fiili duruma uygun olarak davalının tek başına sorumlu olduğu dikkate alınmadan hüküm kurulmuş olması ve davalının gecikme tazminatından sorumluluğunun tespiti açısından yukarıda anlatıldığı şekilde bir araştırma yapılmadan buna ilişkin talebin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/09/2017 günü oy birliği ile karar verildi.