Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19800
Karar No: 2019/1145
Karar Tarihi: 05.02.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/19800 Esas 2019/1145 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/19800 E.  ,  2019/1145 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı, 30.04.2014 tarihinde diğer davalının ithalatçısı olduğu dava konusu otomobili davalılardan ... Araçlar Tic. A.Ş."den satın aldığını, satın alınan otomobilin belli bir sürate ulaştıktan sonra sağa eğim göstermeye başladığını ve bu halin sürüş konfor ve güvenliğini tehlikeye atmakta olduğunu, bu haliyle aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek; sözleşmenin iptali ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiş, 16.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebinin 95.635,00.-TL"na yükseltmiştir.
    Davalılar ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile dava konusu aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
    Mahkemece, davanın davacının bedel iadesi talebi yönünden reddine, bilirkişiler ... Danışman ve ... ... tarafından düzenlenen 03.02.2016 tarihli raporda belirtilen 4.350,00-TL değer kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davanın taraflarınca temyiz edilmiştir.
    1-İlk derece mahkemesince, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile ileri sürülen mütalaa ve tespitler ışığında davaya konu araçtaki değer kaybının davacıya iadesi yönünde hüküm kurulmuştur.
    Dosyanın incelenmesinde; ilk derece yargılama makamınca hükme esas alınan bilirkişi raporunda özet olarak; Yapılan sürüş testleri neticesinde dava konusu otomobilin referans araca göre sağa yönelen bir geometriye sahip olduğu, dava konusu otomobile göre referans otomobilin direksiyon tepkilerine daha çabuk tepki verdiği, dava konusu edilen otomobil üzerinde gereçekleştirilen testler neticesinde ölçülen kuvvet değerlerinin çok küçük ve seyir güvenliği yönünden tehlike yaratmayacak mertebede olsa da, dava konusu aracın sağa yönelmesinde referans araçla arasında ölçülen farkların bazen küçük bazense büyük olduğu, buna karşın dava konusu aracın sola yönelmesinde ve tüm parkurlardaki ortalamalarda ölçülen farkların hepsinde de davacının şikayetini destekler farklar meydana geldiği, bu farkların karışık seyirli bir trafikte sürücülerin çoğu tarafından farkedilmesinin çok zor olduğu, ancak sakin trafikte ve çok uzun mesafeli düz yollarda seyir halindeki hassas sürücülerin bu durumu sağa çekme şeklinde algılayabileceği, dava konusu otomobilin, testler sırasında kullanılan referans araca göre daha üst sınıf bir araç olması nedeniyle sürüş konforu bakımından ondan daha iyi değerler vermesi gerektiği, hayatın olağan akışına göre sürüş konforu bakımından üst sınıf olan dava konusu aracın en hassas sürücüyü bile tatmin etmesi gerektiği, dava konusu araçta tespit edilen durumun Superb araçların geneline yaygın olmadığı iddia edilir ise, aracın komple esneme ve yaylanma performansında sağ ve sol taraflar arasında davacının şikayetine konu asimetrik bir davranış görüldüğü, bunun tamiri için aracın bir çok parçasında işlem yapılması gerektiği, dava konusu araca bu işlemlerin uygulanmasının zaman ve maliyet yönünden etkin olmayacağı, esasen dava konusu araçta bu derecede tamiratlara ihtiyaç ve gerek bulunmadığı, mevcut haliyle trafikte seyir tehlikesi ve güvenlik riski oluştumadığı, ancak dava konusu şikayete davacı tarafından bakıldığında; dava konusu araçtaki mekanik parçaların esneme ve yaylanma performansında asimetrik davranış gösterdiği ve davacının araçtan beklediği sürüş konforu yönünden gizli ayıp bulunduğu kanaatine varıldığını, davalı taraf açısından ise; ölçülen asimetrik farkların gerçekten araçta bulunduğu bir an kabul edilse dahi, üretim aşamasında ayıp mevcut olduğunun ispat edilemeyeceği, bu mertebede küçük farkların sıfır km araçlarda bulunduğu tespit edilse dahi, esneme ve yaylanma parçalarının muhtemel tolerans farkları ile ortaya çıkan davranışın üretilen her araç için birebir aynı olması gibi bir ideal beklentinin teknolojik yönden karşılanamayacağı, dava konusu araç üzerinde gerçekleştirilen bir takım ayarlar ile sorun ortadan kalkmış olup, dava konusu araçta üretimden kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmadığı şeklinde davacı ve davalı taraflar açısından iki farklı yorum yapılmak suretiyle görüş bildirilmiş olduğu görülmüştür.
    Kendi içinde dahi kesin bir çelişki barındıran bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Zira, bir ürün ya ayıplıdır ya da değildir. Kullanım ile yıpranan, ömrü tükenen binlerce parçanın teknik bilgi ve deneyimler ışığında bir araya getirilmesi sonucu oluşturan tüketim malzemelerinde ortaya çıkan her arızanın üretimden kaynaklı bir kusura dayanmasının gerekli olmadığı izaha muhtaç olmayan bir olgu olup, somut olayda çözüme muhtaç olan asıl uyuşmazlık, davacı tarafından, dava konusu otomobilde var olduğu iddiasında bulunulan ayıbın varlığının ya da yokluğunun açık olarak belirlenmesidir.
    Bu minvalde; HMK"nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir. Bu bağlamda mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişiler; yukarıda da izah edildiği üzere; hükme esas alınması mümkün olamayacak mahiyette kendi içinde kesin çelişki barındıran bir görüş ileri sürmüşlerdir. Bu şekilde yetersiz rapor esas alınmak suretiyle eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir. O halde, mahkemece, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, konularında uzmanların bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik yeni bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle, teknik verileri gösterir, bu verileri yorumlar mahiyette ve bu yorumların nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, taraf itirazlarını karşılar nitelikte rapor alınarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı ve bu nedenle eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 74,30 TL harcın istek halinde davalı ...Araç. Tic. A.Ş."ye, 29,20 TL harcın diğer davalı Skoda Türkiye Distribütörü Temsili"ne iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi