Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/7652 Esas 2014/8471 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ : Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2012/155-2013/962

Davacı B.. G.. vekili Avukat C. S.. tarafından, davalı İçişleri Bakanlığı aleyhine 02/04/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava; trafik siciline konulan şerh işlemi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, istemin kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, satın aldığı araca ait trafik tescil belgesinin (ruhsat) davalı İçişleri Bakanlığı tarafından geri istenilerek aracın tescil kaydına “Karayolları MD özel izin almak kaydıyla trafiğe çıkabilir, sadece bölünmez yük taşıyabilir.” şerhinin işlendiğini şerh nedeniyle aracın piyasa rayiç değerinin düştüğünü bu nedenle zarara uğradığını belirterek uğradığı zararın tahsilini istemiştir.
Davaya konu edilen husus, davalı içişleri bakanlığına bağlı emniyet müdürlüğü tarafından davacıya ait aracın trafik tescil kaydında yazılan şerh nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkindir. Trafik Tescil ve Büro Amirliği tarafından araç tesciline ilişkin olarak yapılan işlemler “idari işlem” niteliğindedir. Bu işlem davalı idarenin görevi kapsamında olup, hiç yapılmaması, geç yapılması ya da gereği gibi yapılıp yapılmadığı hususu idari yargı yerinin denetimine tabidir. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğinde olup idare’nin işleminden doğan talepler; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir.(HMK 114) Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden dikkate alınır. (HMK 115) Yerel mahkemece davalı İçişleri Bakanlığı yönünden yargı yolu bakımından usulden reddine karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası incelenerek karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle yargı yolu bakımından BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına 22/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.