9. Hukuk Dairesi 2014/37400 E. , 2015/5437 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, 77.080,90 TL alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı şirket, davalının işyerinde mali işler genel sekreter yardımcısı olarak çalıştığını, çalıştığı dönemde görevi gereği kontrolüne bırakılan işveren kasasından, kendisine ödenmesi gereken ücret ve sair işçilik hakları dışında olmak üzere, avans veya ihtiyacı nedeniyle borç olarak, bir kısmını bu hususta amirlerinin onayını alarak, bir kısmını önceden çekip, muhasebe işlemleri gereği onayını sonradan tamamlayarak ve bir kısmını da amirlerinin onay ve imzalarını almaksızın çektiğini, bu meblağları şifahen ödemesi istenmesine karşın, bir kısmını ödediğini, bir kısmının ise zimmetinde kaldığını, bu sürede davalının ödememiş bulunduğu toplam borç tutarının iş sözleşmesinin feshedildiği 06.05.2011 tarihi itibariyle 77.080,90 TL olduğunu, bu hususun işveren bünyesinde oluşturulan inceleme komisyonu tarafından yapılan tetkikat sonucunda anlaşıldığını, bu meblağı ödemesi için 23.08.2011 tarihli ihtarname çekilmesine karşın halen ödemediğini iddia ederek 77.080,90 TL alacağın faziyle birlikten davalı işçiden tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işçi, davacı işverene borcu bulunmadığını, işveren imza ve onayı olmadan kasadan para almasının mümkün olmadığını, avans ödemeleri dışında kendisine ödeme yapılmadığını, davacının bu konuda belge sunmadığını, kendisine her yıl gerçekleşen bütçe rakamının % 1"i oranında bütçe başarı primi verilmesi kararlaştırılmasına karşın başarı primlerinin eksik ödendiğini, 2003 - 2011 yılları arasında hak kazanıp da ödenmeyen prim tutarının 149.039,30 TL olduğunu, davacı alacağı ile işverenlikten olan 149.039,30 TL alacağına takas definde bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece , “ Bilirkişi tarafından yapılan varsayıma dayalı hesaba göre davalının prim alacağının 71000 TL olduğu, davacı odaya borcunun ise 77,080,09 TL olduğu kabul edildiğinden (77,080,09-71,000)=6,080,09 TL tutarında davacı alacağı bulunduğu...” gerekçesiyle 6080,09 TL"nin davalı işçiden tahsiline karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara , toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine,
2- Taraflar arasındaki uyuşmazılğın temeli, esasında davalı işçinin prim alacağı bulunup bulunmadığı noktasından kaynaklanmaktadır.
Mahkemece, hükme esas alınan iki kişilik bilirkişi heyeti raporunda özetle “davalının avans borcunun 139580 TL olduğu, yaptığı geri ödeme toplamının ise 62500 TL olduğu, probleminin davalının prim alacağı olup olmadığı noktasından kaynaklandığını , buna göre davalıya dört defa prim verildiği, davacıdan sadır 06.10.2008 tarihli belgeye göre yılda üç defa performans primi ve bir adet başarı primi verildiğinin belirtildiği, ödenen primlerden yola çıkarak ödenmesi gereken prim alacağı hesaplandığında 71.000 TL ödenmeyen prim alacağı bulunduğu, buna göre davacının alacağının 6080 TL olduğu” belirtilmiştir.
Dairemize temyiz incelemesine gelen, tarafları eldeki dosyanın da tarafları olan ancak bu sefer davacının işçi davalının ise işveren olduğu dariemizin 2014/33554 nolu esasına kayıtlı işe iade davasında , işverence , işçinin avans adı altında kasadan aldığı meblağları geri ödemediği gerekçesiyle fesih yapıldığı, yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyet raporuna göre , işçinin davalıya borcunun bulunmadığının tespit edildiği gerekçesiyle fesih nedeni ispatlanamadığından mahkemece davanın kabulüne karar verildiği , kararın onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Adı geçen dosyadaki bilirkişi heyeti “başarı priminin avanstan mahsup edilmesinin işyeri uygulaması olduğu, davacının kasadan uhdesine geçirdiği iddia edilen meblağlar ya makbuz ile ya da banka havalesi/virmanı ile davacıya maaşına mahsuben avans, avans adlar altında işverenliğin bilgisi ve kayıtlarına yansıtılarak yapılan ödemelerdir. Davacıya, maaşına mahsuben yapılan avans ödemelerinin belirtilen ay maaşından mahsup edilerek geri alındığı, avans olarak yapılan ödemelerin ise daha sonraki tarihlerde davacının başarı ve performans primlerinden mahsuplaşarak geldiği görülmektedir. Muhasebe prensipleri gereği maaş avansın ödendiği ay sonunda o ayın maaşından kesilmesi gerekmektedir. Maaşından kesilmeyen avanslar, avans olma niteliğinden çıkarak, personele ödenen borç olarak nitelendirilir. Personele verilecek borçlar ise iki şekilde olabilir; birincisi, personelin ihtiyacı nedeniyle talep etmesi üzerine borç ödemesi yapılır ve daha sonra personelin ödeme gücüne göre belirlenecek karşılıklı ödeme planına göre geri ödemesi yapılır. İkincisi ise, kurumun vereceği başarı primi, performans primi gibi çeşitli ek ödemelerin karşılığında verilen borçlardır. Bu borçlar daha sonra bordroda brütleştirilerek kapatılması sağlanır. 2004 - 2010 yılları avans hesabı muavin dökümü belgesinin tetkikinden, 2005 yılında sürekli avans ödemesi yapılmasına rağmen herhangi bir avans kesintisi olmayıp sadece Aralık ayında bu avanslara mahsuben 26.12.2005 tarihinde 6.461,38 TL mahsup yapıldığı ve bu tutarın 2005/Aralık ayı bordrosunda performans primi olarak brütleştirilerek 11.550,00 TL ye dönüştürüldüğü, belirlenmiştir. Davalı tanıkların ifadelerinden ve kayıtlardaki süreklilik birlikte değerlendirildiğinde, işyeri uygulaması haline gelen avans ödemesinin aslında performans/başarı primi ödemeleri niteliğinde olduğu, davacının işverenliğin bilgisi ve izni dışında uhdesine para geçirme gibi bir durumun sözkonusu olmadığı,...” sonucuna varmışlardır.
Üçlü bilirkişi heyetinden alınan bu rapor doğrultusunda, davalı işçinin , işverene hiç borcu olmadığı anlaşıldığından , mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken varsayıma dayalı bir hesaplamayla bulunan sonuca göre kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın , yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA , peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.