16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10105 Karar No: 2017/256 Karar Tarihi: 27.01.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/10105 Esas 2017/256 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2016/10105 E. , 2017/256 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda ... parsel sayılı taşınmaz Hazine adına tescil edilmişken 26.07.2005 tarihinde ifraz edilerek ..., ... ve ... parsellere ayrılmış, ... parselin hükmen dava dışı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar ise Hazine adına tescil edilerek ... parsel üzerindeki 10 adet antep fıstığı ile 100 adet zeytin aşılığının ..."ye ait olduğu tapunun beyanlar hanesinde gösterilmiştir. Davacı ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili, mümkün olmadığı takdirde yetiştirdiği ağaçlar ve bunların araziye kattığı değer için 14.500-tl tazminatın kendisine ödenmesi istemiyle dava açmış, yargılama sırasında ... çekişmeli taşınmazın zilyetliğini davacıdan satın aldığını ve mevcut dava nedeniyle taşınmazı Hazine"den satın alamadığını ileri sürerek davanın reddi istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava niteliği itibarı ile kadastrodan önceki sebebe dayalı olarak davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine yöneliktir. Mahkemece; davacı tarafın çekişmeli taşınmazdaki zilyetliğini katılan ..."a devrettiği ve taşınmaz üzerinde bir hakkının kalmadığı kabul edilerek karar verilmiştir. Çekişmeli ... parsel sayılı taşınmazın, 12.11.1993 gününde kesinleşerek tapuya Hazine adına tescil edilen ... parsel sayılı taşınmazdan ..."nün talebi ile ifraz edilen taşınmaz olduğu ve 31.01.2006 dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesindeki hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, açılan davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde isabet bulunmamakta ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın açıklanan nedenlerle ve karar gerekçesinin DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 27.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.