15. Hukuk Dairesi 2019/2718 E. , 2020/128 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vakî itirazın iptâli ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olup, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, 07.08.2015 tarihli villa görselleştirme işleri ile ilgili sunduğu teklif neticesinde davalı ile toplamda 13.000,00 TL üzerinden anlaşıldığını, projelerin davalının istekleri doğrultusunda tamamlanarak teslim edilmesine karşın iş bedelinin ödenmediğini, ödenmeyen iş bedeli için başlatılan icra takibine karşı davalının haksız itirazda bulunduğunu, haksız itirazının iptâline ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı ise, akdî ilişkiyi inkâr ederek, taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığını, davacı ile yapılan görüşmeler neticesinde herhangi bir mutabakat sağlanmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanları ile taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu ve edimin ifa edildiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne ve alacağın %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Kural olarak eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de; davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde, talep miktarı da dikkate alınarak, yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibin beşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibin beşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat
olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan, yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. Somut olayda, davacı iş bedelinin ödenmediğinden bahisle icra takibi başlatmış ve itiraz üzerine de dava açmış olup, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gibi diğer kesin delillerle de akdî ilişki ispatlanamamıştır. Alacak miktarına göre akdî ilişkinin tanıkla ispatlanması mümkün olmadığı gibi, davacının açık rızası ve delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından tanık beyanlarına dayalı olarak akdî ilişkinin varlığı ispatlanamaz. Davacı iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK"nın 200. maddesi hükmü gereği, senetle ya da yemin deliliyle ispat etmek zorundadır. Ancak davacı sözleşme ilişkisini yasal deliller ile kanıtlayamamıştır. Fotoğraf çekimleri tek başına delil olarak kabul edilemez. Ayrıca davacının, dava dilekçesinde ayrıca ve açıkça yemin deliline dayanmadığı da görülmüş olup, yemin teklif hakkının hatırlatılması da söz konusu olmayacaktır. Davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü hatalı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı lehine BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 20.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.