12. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3179 Karar No: 2017/8584 Karar Tarihi: 01.06.2017
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2017/3179 Esas 2017/8584 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2017/3179 E. , 2017/8584 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 22.02.2017 tarih ve 2016/11931 Esas, 2017/2449 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair karar düzeltme itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı ... Ltd. Şti. tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun takibe dayanak ipoteğin teminat ipoteği olduğunu ileri sürerek icra takibinin ve icra emrinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK"nun 149. maddesi; ipotek akit tablosunun kayıtsız ve şartsız para borcu ikrarını ihtiva etmesi ve alacağın muaccel olması halinde borçluya icra emri gönderileceğini öngörmektedir. Yine İİK"nun 150/ı maddesinde; "Borçlu cari hesap veya kısa orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi,..." krediyi kullandıran tarafın başvurusu üzerine ve anılan maddede yazılı koşulların oluşması halinde "...icra müdürü 149. madde uyarınca işlem yapar..." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, takip dayanağı olan 552 yevmiye nolu, 06.02.2002 tarihli ipotek akit tablosu incelendiğinde, ipoteklerin, borçlu ... Ltd. Şti."nin doğmuş ve doğacak borçlarını teminen kurulmuş oldukları görülmektedir. Takip dayanağı ipotek, limit (üst sınır) ipoteği niteliğinde olup, bu husus mahkemenin de kabulündedir. Alacaklı ve borçlular arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmadığı gibi, alacaklının da kredi veren kuruluş (banka) niteliğini haiz olmadığı açıktır. Dolayısıyla, taraflar arasında İİK"nun 150/ı maddesinde açıklanan koşullarda cari hesap ve kredi ilişkisi söz konusu olmadığından anılan madde uyarınca icra emri gönderilme şartları oluşmamıştır. Diğer taraftan, takip konusu ipoteğin, İİK"nun 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği niteliğinde olmadığı da kuşkusuzdur. O halde alacaklı tarafından sözü edilen maddelere dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılması mümkün olmayıp, yapılan takip usulsüzdür. Bu husus İİK"nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tâbi olup, mahkemece re"sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar gözetilerek borçlu hakkındaki icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 22.02.2017 tarih ve 2016/11931 E., 2017/2449 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.