Kişi hüviyeti veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/10337 Esas 2016/8014 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/10337
Karar No: 2016/8014
Karar Tarihi: 01.12.2016

Kişi hüviyeti veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/10337 Esas 2016/8014 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, kişi hüviyeti veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, tebligatın usulsüz olduğu ve ek kararların geçersiz olduğu anlaşıldığı için temyiz istemi kabul edilmiştir. İnceleme sonucunda, 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuş ve zamanaşımı nedeniyle sanık hakkındaki kamu davası düşürülmüştür. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesi (Yasal sürelerin hesabı), 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddesi (Zamanaşımının hesabı), 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/4 ve 104/2. maddeleri (Olağanüstü dava zamanaşımı) ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesi (Dava zamanaşımının kesilmesi).
11. Ceza Dairesi         2016/10337 E.  ,  2016/8014 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kişi hüviyeti veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihte cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılan sanık adına yapılan tebligatın usulsüz olup, verilen ek kararların da hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğunun anlaşılması karşısında, temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabulü ile yapılan incelemede:
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "kişi hüviyet ve sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihlerinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suçun işlendiği 01.04.2005’ten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 01.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.