11. Hukuk Dairesi 2016/4422 E. , 2017/2817 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/12/2014 tarih ve 2011/335-2014/559 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile aralarında ticari vekillik sözleşmesi imzalandığını 20/04/2010 tarihinde davalı şirket tarafından yapılan kasa kontrolü sonucunda hiçbir mazeret gösterilmeksizin ve savunması da alınmadan sözleşmenin hukuka aykırı olarak feshedildiğini, bu nedenle maddi zararın oluştuğunu, ayrıca kardan da mahrum kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla sözleşmenin haksız feshi nedeniyle yoksun kalınan kar ve maddi tazminat olarak 10.000,00 TL ve ayrıca 2008-2009 ve 2010 yıllarına ait davalı şirket tarafından sözleşmeye ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen çeşitli bedellerin faizleri ile birlikte iadesi gerekmekte olup fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla bu miktarlar açısından 7.800,00 TL olmak üzere toplam 17.800,00 TL"nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya Asliye Hukuk Mahkemesinin bakması gerektiğini, davacının sözleşmeye aykırı olarak kasadan para kullandığını ve kasa açığı verdiğini, bu sebeple sözleşmenin haklı bir nedenle feshedildiğini, sözleşmenin 17/a maddesi gereğince kasadan para kullanılamayacağını, kullanılması halinde fesih sebebi sayılacağının belirlendiğini, davacının kasadan para kullandığını ikrar ettiğini, davacının kasa açığını 3 gün içerisinde kapatması konusunda ihtarname ile uyarıldığını, verilen sürede kasa açığını gidermediğini, 17/05/2010 tarihli denetimde de 21.894,93 TL açık olduğunun tespit edildiğini, bu alacağın tahsili için icra takibi yaptıklarını, davacının 7.800,00 TL alacağa yönelik talebini kabul etmediğini, sunduğu belgelerin haricen tek taraflı olarak her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının kasadan para kullandığının sabit olduğu, böylece sözleşmenin haklı bir şekilde feshedildiği, aldırılan mali bilirkişi raporlarına göre de dava tarihi itibariyle davalının davacıdan alacaklı olduğu, davalı tarafından tutulan tutanaklar nazara alındığında bu duruma davalının rıza gösterdiği ve mahsuplaşmanın bu şekilde yapıldığı konusunda yeterli kanaat oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.