19. Hukuk Dairesi 2015/4031 E. , 2015/7680 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında müvekkilinin sahibi olduğu markalara ait ürünlerin eczanelere ve bayi eczanelerden nihai tüketiciye satışı ile ilgili işbirliği sözleşmesi ve bu sözleşmenin eki niteliğinde ticari şartlar sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeler kapsamında davalı bayiinin 4 adet fatura karşılığında müvekkilinden toplam 7.816,93 TL bedelli ürün satın aldığını, faturaların ve ürünlerin kargo ile davalıya teslim edildiğini, ancak faturalara konu borcun ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında herhangi bir sözleşme düzenlenmediğini, davacı tarafça sunulan sözleşmelerin altındaki imzaların müvekkiline ait olmadığını, dolayısıyla bu sözleşmelerdeki yetki şartının da müvekkilini bağlamadığını, müvekkilinin ikametgahı olan ... icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca dava konusu faturaların ve faturalara konu malların müvekkiline teslim edilmediğini, davacı tarafça sunulan kargo fişlerinin içeriğinin belirsiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; gerek sözleşme hükümleri gerekse sözleşmenin yapıldığı yer gözetilerek davalının yetki itirazının reddedildiği, davacı kayıtlarına göre davacı yanın davalıdan 7.816,93 TL asıl alacak ve 202,17 TL faiz olmak üzere toplam 8.019,10 TL alacaklı olduğu, davalının ise defterlerini ibrazdan kaçındığı, faturaların usulüne uygun düzenlendiği ve kargo ile davalıya tebliğ edildiği, davalı yanca herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davacının alacaklı olduğu gerekçesiyle davalının itirazın 8.019,10 TL üzerinden iptaline, asıl alacak 7.816,93 TL"ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ve yıllık %16 oranı geçmemek üzere avans faizi işletilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın temelini oluşturan icra takibinde 7.816,93 TL asıl alacak ve 1.117,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.934,22 TL talepte bulunulmuştur. İtiraz üzerine açılan işbu itirazın iptali davasında dava değeri olarak icra takibinde istenen asıl alacak miktarı olan 7.816,93 TL gösterilmiş ve bu miktar üzerinden peşin harç yatırılmış olmasına rağmen dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde itirazın iptali ve takibin devamına şeklinde talepte bulunulmuştur. Bu durumda mahkemece davacıya talebi açıklattırılarak dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde belirtildiği gibi takipte talep edilen toplam bedel üzerinden itirazın iptali ve takibin devamı talebi bulunduğu yönünde irade açıklamasında bulunulması halinde eksik peşin harç ikmal ettirilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu yönün gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartlarındandır. Davalı borçlu aleyhindeki icra takibinde hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece, İİK"nın 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip somut olay bakımından dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekir. Davalı davaya konu sözleşmedeki imzayı ve akdi ilişkiyi inkar etmektedir. Dolayısıyla yetki itirazının çözümlenmesi için öncelikle sözleşmedeki imzanın davalıya ait olup olmadığının tespiti gerekirken, eksik inceleme ile yetki itirazının reddedilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de, kargo fişleri ile faturaların tebliğ edildiği kabul edilmiş ise de, söz konusu kargo fişleri ile faturalara konu malların teslim edilip edilmediği yönünde inceleme yapılmamıştır. Faturanın tebliğ edilmiş olması tek başına malların teslimini kanıtlamaz. Kargo fişlerinde imzaları bulunan şahısların davalı çalışanı olup olmadığı yönünde inceleme yapılması malların da teslim edilip edilmediğinin araştırılması ve gerekirse bu şahısların tanık olarak dinlenilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.