Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15290
Karar No: 2017/2808
Karar Tarihi: 10.05.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15290 Esas 2017/2808 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/15290 E.  ,  2017/2808 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/10/2015 tarih ve 2014/68-2015/785 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin endüstri ve otomobil boyaları sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının müvekkiline ait şirkette 26/06/2008 ila 13/07/2012 tarihleri arasında teknisyen unvanı ile çalıştığını, iş sözleşmesini geçerli bir sebep yokken feshettiğini ve sözleşmede belirlenen rekabet etme yasağına uymayarak rakip bir firmada işe başladığını, teknisyenlerin yerine getirdikleri görevleri nedeni ile boya renkleri ve formülleri hakkında esaslı ticari ve teknik sırlara sahip olduklarını ve iş yerinin müşterilerini de tanıdıklarını, davalının sözleşmeyi feshedip başka bir firmaya geçerek müvekkili bünyesinde edindiği tüm ticari bilgi ve sırları rakip firmada kullanmak suretiyle müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu, rekabet yasağının ihlali nedeniyle cezai şarta hak kazandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.688,00 TL cezai şartın 13/07/2012 tarihli fesih tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, sözleşmelerin matbu formda hazırlanarak boş olarak imzalatıldığını ve genel işlem şartlarına aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı şirketin iş ve üretim sırları ile ilgisinin olmadığını, hiyerarşide alt sıralarda yer aldığını, hali hazırda çalıştığı iş yerinde de böyle bir konumunun bulunmadığını, sadece laboratuvarda talimatlar ne ise onu yapan teknisyen konumunda olduğunu, davacının herhangi bir zarara uğramadığını, rekabet yasağı sözleşmesinin müvekkilinin ekonomik geleceğini tehlikeye uğratacak nitelikte olduğunu ve geçerli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının edindiği tüm ticari bilgi ve sırları rakip firmada kullanmak suretiyle davacının mağduriyetine sebep olduğunu iddiasının ispat edilemediği, davalının yeni iş yerinde farklı bir iş olan boya hammaddesi üretme işinde çalışması nedeniyle davacı şirkette edindiği bilgilerin özellik arz eden ve önceki işverene zarar verici nitelikte olmadığı, polimer mühendislerinin ve uzmanlarının verdiği formüller doğrultusunda çalıştığı, doğrudan boya ve renk formülasynou ihdas etmediği, davacı şirkette kod sistemiyle çalışıldığı ve davacının doğrudan boya üretim formüllerini görüp oluşturmadığı, öte yandan dava konusu sözleşmede davalı aleyhinde olan ... ve ... Bölgelerinin tamamını kapsar şekilde davacı tarafça tek taraflı olarak bir çalışma yasağı getirilmiş olmasının çalışma hürriyetini ihlal edici nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Özel Şartlar başlığı altında (e) bendinde rekabet yasağına ilişkin olarak “işçinin, işverenin mesleki, ticari ve teknik sırlarını saklamakla yükümlü olduğu, bu nedenden dolayı, hizmet sözleşmesinin sona ermesini izleyen iki yıl boyunca ... ve ... Bölgesinde, işverenin faaliyet gösterdiği boya ve boya kimyası alanı ile kısmen veya tamamen rekabet halinde olan veya rekabet etme ihtimali bulunan iş veya faaliyetler ile doğrudan veya dolaylı olarak kendi hesabına veya herhangi bir kimse, firma veya şirketle bağlantılı olarak veya bunların hesabına veya bunların yöneticisi, müdürü, vekili, müstahdemi, danışmanı, müşaviri veya herhangi bir pozisyondaki çalışanı olarak herhangi bir iş veya faaliyetle uğraşmayacağı, iştigal etmeyeceği, ilgilenmeyeceği” şeklinde düzenleme yer almıştır.
    Öğretide rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin iş ilişkisi içinde işverenin müşterilerine nüfuz etmesi yahut iş sırlarına vakıf olması nedeniyle hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra belirli bir faaliyet alanında belirli bir coğrafi bölgede ve belirli bir zaman dilimi içerisinde işçinin işverenle rekabet teşkil eden davranış içerisine girmesini yasaklayan sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Rekabet etmeme taahhüdünü içeren bu sözleşmeyle işçi işverene karşı hizmet sözleşmesinin bitiminden sonrasına yönelik olarak menfi bir yükümlülük, bir yapmama borcu altına girmektedir. Başka bir deyişle rekabet yasağı sözleşmesi ile işçinin ekonomik faaliyet özgürlüğüne ve ekonomik geleceğine kısmen dahi olsa sınırlama getirilmektedir(Sabah Altay, Türk Borçlar Kanunun Hükümlerine Göre İşçi ile İşveren Arasında Yapılan Rekabet Yasağı Sözleşmesi, MÜHF-HAD, C.14, sy.3, s.179 vd.).
    Rekabet yasağı kaydının geçerli olabilmesi için işçinin, hizmet ilişkisi içinde olduğu işverenin müşteri çevresi ve üretim sırları gibi ticari sırları bilmesi, bunları rakip firmalarla paylaşması ve nüfuz etme imkanının bulunup bulunmaması önem arz etmektedir. Somut olayda mahkemece, davalı işçinin davacı şirkette çalıştığı konum itibariyle davacıya ait ticari sırlara, üretim teknolojisi yada özel üretim biçimi gibi üretim sırlarına ya da müşteri çevresine erişebilme imkanı ve ihtimalinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerekirken, hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
    Rekabet yasağının ihlalini tespit için davacının somut bir zarara uğramış olması gerekmediği gibi davalının da somut olarak ticari sır niteliğindeki bilgilere sahip olması ve bu bilgileri davacı aleyhine kullanmasının da gerekmediği, davalı işçinin bu bilgilere ulaşabilme ve davacı işverene zarar verebilme ihtimal ve riskinin mevcut olup olmadığının araştırılması, rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünün ihlal edilip edilmediğinin değerlendirilmesi ve bu hususta gerekirse sektörden işin uzmanı bir bilirkişiden rapor alınarak sonuca varılması gerektiğinden eksik incelemeye dayalı olarak verilen davanın reddi yönündeki yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    2- Mahkemece, rekabet yasağının ... ve ... Bölgelerinin tamamını kapsar şekilde ve davalı aleyhine tek taraflı bir çalışma yasağı şeklinde düzenlenmesinin çalışma hürriyetini ihlal ettiği gerekçesiyle de davanın reddine karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu"nun rekabet yasağına ilişkin 445/ 2. fıkrasında, hâkimin, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabileceği düzenlenmiştir. Bu itibarla, mahkemece TBK"nın 445/2. maddesi uyarınca bir değerlendirme yapılmaksızın, yazılı gerekçelerle sözleşmede öngörülen rekabet yasağının Anayasa"nın çalışma hürriyetine aykırı olduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamış hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/05/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



    (M)

    KARŞI OY


    Dosya içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde olmayıp, kararın onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma gerekçelerine katılmıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi