1. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/1618 Karar No: 2017/4385 Karar Tarihi: 18.09.2017
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/1618 Esas 2017/4385 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2015/1618 E. , 2017/4385 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili ile diğer davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı, 8993 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3 adet dükkan ile 5 daireden oluşan taşınmazı 11/09/2012 tarihinde satın aldığını, davalıları taşınmazı boşaltıp teslim etmeleri hususunda defalarca uyarmasına rağmen oturmaya devam ettiklerini ileri sürerek el atmalarının önlenmesi ile ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava değerinin 52.500,00-TL olarak gösterildiği ve bu değer üzerinden harç yatırıldığı, yargılama sırasında 20.10.2014 tarihinde yapılan keşiften sonra bilirkişilerce düzenlenen 22.10.2014 tarihli raporda ecrimisil tutarının belirlendiği ancak taşınmazın değerinin tespit edilmediği ve bu yönden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 120 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin elatılan taşınmazın değeri ile ecrimisil talep edilen yapıların toplamından ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32. maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış, 30. madde hükmünde ise ""... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz, HUMK’nun 409. (HMK"nun 150.) maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır."" düzenlemesine yer verilmiştir. Oysa, mahkemece değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmeksizin, ayrıca öngörülen usulü işlemler gerçekleştirilmeksizin sonuca gidilmiştir. Hal böyle olunca, elatmanın önlenmesi yönünden taşınmazın keşfen belirlenecek değeri üzerinden yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılması, ondan sonra bir hüküm kurulması gerektiği halde anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.