5. Ceza Dairesi Esas No: 2014/792 Karar No: 2016/6297 Karar Tarihi: 14.06.2016
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/792 Esas 2016/6297 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkemede görülen bir tefecilik davasında, sanığın farklı kişilere ödünç para vermek suretiyle kazanç elde ettiği belirlenmiştir. Ancak sanığın farklı tarihlerde açılan davalardaki eylemlerinin birleştirilerek zincirleme tefecilik suçu olarak kabul edilmesi gerektiği görüşülmüş ve tek bir mahkumiyet hükmü verilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Sanık hakkında TCK'nın 241/1 ve 62/1. maddelerine göre 25 gün adli para cezası verilmiş, bu ceza 52/2. maddesi uyarınca 30 TL'ye çevrilirken 750 TL adli para cezası yerine 500 TL adli para cezasına hükmedilmiştir. Sanığın kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenmiştir. Kararda ise TCK'nın 53/4. maddesi gerekçe gösterilerek ertelenen hapis cezasından dolayı TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiğine, ancak hüküm bölümünde TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmasına karar verilmiştir. Bu durum bir çelişki yarattığı için karar bozulmuştur. Kanun maddeleri şöyle açıklanabilir: TCK'nın 241. maddesi tefecilik suçunu tanımlar ve kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli olduğunu belirtir. TCK'nın 62/1
5. Ceza Dairesi 2014/792 E. , 2016/6297 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; TCK"nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/05/2015 gün ve 2014/4-655 Esas, 2015/152 sayılı Kararında da açıklandığı üzere kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve değişik zamanlarda birden fazla kişiye kazanç karşılığı ödünç para verilmesi halinde zincirleme tek tefecilik suçunun oluşacağı nazara alındığında; sanık hakkında kazanç elde etmek amacıyla farklı kişilere ödünç para verdiği iddialarıyla tefecilik suçlarından 29/01/2010 günlü iddianameyle Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesine açılan 2010/91 Esas sayılı kamu davasının suç tarihinin 2006 olduğu, yine 20/10/2009 tarihli iddianameyle aynı Mahkemeye açılan 2009/976 Esas sayılı kamu davasının suç tarihinin de 2006 olduğu, iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesintinin gerçekleşmediğinin dosyaların birlikte yapılan incelemelerinden anlaşılması karşısında, bu dava dosyalarının birleştirilerek sanığın eylemlerinin bir bütün olarak zincirleme tefecilik suçu olarak kabulüyle aynı Kanunun 3 ve 61. maddeleri de gözetilerek tek hüküm kurulması gerektiği nazara alınmadan ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması, Kabule göre de; Sanık hakkında TCK"nın 241/1 ve 62/1. maddelerinin tatbiki sonucu bulunan 25 gün adli para cezasının 52/2. maddesi uyarınca 30 TL"den paraya çevrilirken 750 TL adli para cezası yerine 500 TL adli para cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini, TCK"nın 53/4. maddesi gerekçe gösterilerek ertelenen hapis cezasından dolayı TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmişken hükmün son bölümünde bu kez TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına, yine gerekçe bölümünde TCK"nın 43. maddesinin uygulanmasına karar verilmişken hüküm bölümünde TCK"nın 43. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek hükümde çelişki oluşturulması, Sanık hakkında hükmolunan kısa süreli olmayan hapis cezasının ertelenmiş olması karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun uygulanamayacağı, altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi, Kendisini vekille temsil ettiren katılan Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiin ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.