Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/9476
Karar No: 2022/4295
Karar Tarihi: 28.03.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/9476 Esas 2022/4295 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2021/9476 E.  ,  2022/4295 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Somut olayda, sanık hakkında 24/07/2008 tarihinde işlediği iddia olunan nitelikli hırsızlık suçundan açılan kamu davasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 21/12/2009 tarihinde kesinleştiği, beş yıllık denetim süresi içerisinde işlenen 5237 sayılı TCK'nın 106/1-1. maddesi kapsamındaki tehdit suçundan verilen mahkûmiyet kararı dayanak yapılmak suretiyle 26/05/2016 tarihinde hükmün açıklandığı, sanığın TCK’nın 142/1-a, 35 maddeleri uyarınca ve neticeten 1 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edildiği, bu kararın da süresinde sanık tarafından temyiz edildiği incelenen dosya kapsamından anlaşılmıştır.
    Hükmün açıklandığı 26/05/2016 tarihinden sonra, 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla değişik CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinin 3. alt bendi uyarınca, TCK’nın 106/1-1. maddesi kapsamındaki tehdit suçu uzlaştırma kapsamına alınmıştır.
    Sözü edilen ve sanık (veya hükümlü) lehine olduğu değerlendirilen işbu değişiklikle ilgili olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen istikrarlı içtihatları uyarınca, denetim süresinde işlenen ve sonradan uzlaştırma kapsamına alınan ve kasten işlenen bir suçtan dolayı uzlaştırma prosedürünün işletilmesi gerekir. Uzlaşma gerçekleştiği takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanamaz. Buna karşılık uzlaşmanın gerçekleşmemesi hâlinde, sonradan uzlaştırma kapsamına alınan ve denetim süresinde kasten işlenen suçtan dolayı verilen mahkûmiyet hükmü, yeniden açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına mesnet oluşturabilir.
    Bu itibarla, hükmün açıklanmasına dayanak yapılan ve denetim süresinde kasten işlenen suçla ilgili olarak uzlaştırma işlemlerine tevessül edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi için açıklanan mahkumiyet hükmünün bozulması gerekir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da bu sebeple hükmün bozulması gerektiği görüşündedir.
    Ancak;
    5237 sayılı CMK’nın 231/8 maddesinin “Denetim süresi içerisinde dava zaman aşımı durur.” biçimindeki âmir hükmü ve yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen istikrarlı içtihatları uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihten, denetim süresi içerisinde kasten işlenen (bu suçtan dolayı verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi kaydıyla) suçun işlendiği tarihe kadar dava zaman aşımı süresi durur.
    Öte yandan TCK’nın 67/2-d maddesinin amir hükmü uyarınca, mahkumiyet hükmünün verilmesi dava zaman aşımı süresini kesen sebeplerdendir. Bu tarihten sonra dava zaman aşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Mahkûmiyet hükmünün sonradan kanun yolu denetimi esnasında her hangi bir nedenle bozulması, kesme sonucunu ortadan kaldırmaz.
    Nihayet 5320 sayılı Kanun’un 4/2. maddesi uyarınca, “Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe girmesinden önce yapılan işlemler ve verilen kararlar geçerliliklerini sürdürürler.” düzenlemesine yer verilmiştir. Esasen bu düzenlemeyle usul hükümlerin değiştirilmesi halinde, önceki mevzuata uygun olarak verilen kararların ve yapılan işlemlerin genel olarak geçerli sayılmasına dair çok önemli bir usul hukuku ilkesi zikredilmiştir. Örneğin; 06.03.2014 tarih ve 28933 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6526 sayılı Kanun değişikliğinden önce CMK’nın 135’inci maddesi uyarınca, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi kararını, (şimdi olduğu gibi) tek hâkimin de vermesi mümkündü. Ancak, 6526 sayılı Kanun değişikliğiyle birkaç yıl süreyle dinleme ve kayda alma kararını, yalnızca Ağır Ceza Mahkemesinin ve oybirliğiyle karar vermesi koşulu getirilmişti. Bu değişiklik, 06.03.2014’ten önce tek hakimin verdiği dinleme ve kayda alma kararını geçersiz hale getirmez ve bu yolla elde edilen deliller de hukuka aykırı olarak kabul edilemez.
    “Bir kararın yok hükmünde sayılması ile sonradan hükümsüz hâle gelmesi aynı şey değildir. (Kunter – Yenisey – Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, 18. Baskı, sahife 207)” Bu itibarla, hükmün açıklanması kararına dayanak yapılan ve denetim süresi içerisinde kasten işlenen hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet hükmünün, kanun değişikliği ve uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde sonradan hükümsüz kalma ihtimali mevcut ise de, bu durum söz konusu mahkumiyet kararının yok hükmünde kabul edilmesi sonucunu doğurmayacağı gibi, açıklanan bir mahkûmiyet hükmü somut olayda olduğu gibi uzlaştırmanın kapsamının genişlemesi sebebiyle bozulabilir ve bilahare sonradan hükümsüz hale gelebilirse de, yok hükmünde sayılamaz.
    Dava zaman aşımı süresinin dolmamış olması, olumsuz bir yargılama (dava) şartı olup, dava zaman aşımı süresinin dolması halinde Devletin yargılama hakkı düşer.
    Somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 21/12/2009 tarihinden, denetim süresinde işlenerek hükmün açıklanmasına sebep olan suçun işlendiği 30/01/2011 tarihleri arasında gerçekleşen durma süresi ile son olarak açıklanan 26/05/2016 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmü de dahil olmak üzere kesme sebepleri de dikkate alındığında, aynı zamanda uzatılmış dava zaman aşımı süresi de dolmuştur.
    Elbette hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz üzerine mercii tarafından kaldırılmışsa, bu karara herhangi bir sonuç bağlanamaz. Örneğin; yoklukta verilmesi, tebligat, itiraz ve nihayet itiraz merciinin kaldırma kararı arasında geçen sürede dava zaman aşımı süresinin durduğu kabul edilemez. Ancak, verilen bir mahkûmiyet hükmü hatalı da olsa dava zaman aşımını süresini keser. Kaldı ki, olayımızda hükmün açıklandığı tarihte TCK’nın 106/1-1. maddesi kapsamındaki tehdit suçu uzlaştırma kapsamında olmadığı için, açıklanması geri bırakılan kararın açıklanmasında herhangi bir hukuka aykırılık yoktur. Aynı şekilde açıklanması geri bırakılan bir kararın açıklanması suretiyle de olsa verilen mahkûmiyet kararının dava zaman aşımını süresini kesen bir sebep olduğunda herhangi bir kuşku yoktur.
    Yapıldığı tarihte hukuka uygun ve geçerli olan duruşma açılması, hükmün açıklanması işlemleri ile aynı şekilde verildiği tarihte hukuka uygun olan ve açıklanması geri bırakılan bir kararın açıklanması suretiyle verilen mahkûmiyet kararının, sanık (veya hükümlü) lehine yapılan bir kanun değişikliği gerekçesiyle, sanık aleyhine yorumla, geçersiz ya da yok hükmünde sayılması (keenlemyekün), anılan kanun hükümleriyle, Ceza Muhakemesine egemen olan en önemli ilke ve haklardan olan hukuk güvenliği ve adil yargılanma hakkına açıkça aykırılık oluşturur.
    Esasen CMK’nın 231/8. maddesinde düzenlenen dava zaman aşımı süresinin (azami) denetim süresi kadar durması kuralı göz önüne alındığında, önceden dayanak yapılan suç dışında yine denetim süresinde işlenmiş başka bir kasıtlı suçtan mahkûmiyet kararı bulunsa bile, uzlaştırma prosedürünün işletilmesi için bozma yaptığımızda, uzlaşma gerçekleşse de gerçekleşmese de, nihayetinde verilecek karar, her halükârda düşme kararıdır.
    Bu itibarla, açıklamaya dayanak yapılan hükmün sonradan uzlaştırma kapsamına alınması dolayısıyla uzlaştırma işlemlerine tevessül edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi için bozulması yerine, olumsuz yargılama (dava) şartı olan dava zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle bozma ve düşme kararı vermek gerekmiştir.
    Açıklanan nedenlerle;
    Sanığa yüklenen ve TCK'nın 142/1-a, 35. maddelerine uyan nitelikli hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık uzatılmış dava zaman aşımı süresinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 21/12/2009 tarihinden denetim tarihinde işlenerek hükmün açıklanmasına sebep olan suçun işlendiği 30/01/2011 tarihi arasında durduğu da nazara alındığında, suç tarihi olan 24/07/2008 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle gerekçesi tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 28/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi